Maya Kıyameti Tartışmalarına NASA El Koydu…
NASA’nın Jet Gücü Laboratuvarı (NASA/JPL), 21 Aralık 2012’de dünyanın sonunun geleceğini öne süren “Maya kıyameti” iddialarına yanıt vermek için bir video yayınladı.
Videoda, NASA/JPL bünyesindeki Dünyaya Yakın Cisimler Programı Dairesi’nin başkanı Don Yeomans, Maya kıyametiyle ilgili en yaygın iddialara tek tek yanıt veriyor.
Korkunç Şüphe; Bilim Adamlarını Harekete Geçiren ‘Kıta Katili’
Mısır mitolojisinde kötülüğün simgesi, karanlıklar ve kaos tanrısı Apofis’in adı verilen, “Kıta Katili” lakabı takılan göktaşının Dünya’yı vurma ihtimali, bilim adamlarını harekete geçirdi. Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi (NASA) uzmanlarına göre 20 milyon tonluk, 300 metre çapında Apofis adlı göktaşı saatte 37 bin km hızla Dünya’ya yaklaşıyor. NASA’nın göktaşını durdurması için 25 yılı var.
Hürriyet’in haberine göre; Göktaşı, 2029’da 32 bin kilometre yakınımızdan geçecek. İzlediği yörünge gereği tekrar Dünya’ya yönelecek olan göktaşı, 13 Nisan 2036’da Dünya’ya çarpabilir.
Bilinmeyen Tarih
Kaynak: www.bilinmeyen.com/node/295
Geçmişi Unuttuk mu?
Kutsal kitaplarda anlatılan olayların dinsel bir öykü değil de, gerçek tarihi anlattığını hiç düşündünüz mü? Mitolojinin bir masal değil de, yaşanmış olayları naklettiği hiç aklınıza geldi mi? Hele Mars olayından sonra, bu konu daha bir önem kazandı. Son yılların flaş ismi arkeolog, tarihçi, antik diller uzmanı, sosyal bilimci Zecharia Sitchin, bu konuda yayınladığı bir dizi kitapla toplumu kökünden sarstı. Sitchin, İnsanlığın Nibiru adlı bir gezegenden gelen Annunaki insanları tarafından yaratıldığını ve geçmişte Mezopotamya´da dev bir uygarlığın kurulmuş olduğunu ve Tufan´a neden olduklarını ileri sürerken, Daniken´e hiç benzemiyor ve bir bilim adamı kimliği içersinde çok ciddi arkeolojik kanıtlar da gösteriyordu.
Maya Takvimi “Neden” 2012’de Son Buluyor?
Küresel ısınmamı?.. Yoksa gözden kaçan çok önemli başka bir olaymı?!..
Yalçın Güran
“Bizim ölçülerimize göre devasa bir mıknatıs’ın üzerinde yaşıyoruz.”
“Mükemmel biçimde anlayabilirsiniz, eğer onu zihninize gereği gibi yerleştirirseniz.”
William Thomson (Lord Kelvin)
Şu anda bilimsel olarak kanıtlanmış olan, bilebildiğimiz kadarıyla dünyanın dört kez manyetik kutup değişimi geçirdiğidir. Bu da yaklaşık 2.5 milyon yıllık bir zaman dilimi demektir. Bugün bu durum kesinleşmiştir. Günümüz insanları bunu yeni keşfetmiş olsa da, binlerce yıl önce yaşamış Mayalar bu gerçeğin farkında olup, biliyorlardı.
Şeytan ve Hazar Kıyısında Müthiş Hazine
Hazar Kıyısında Müthiş Hazine
Oktan Keleş, farklı bir açıdan bu bölgeye daha evvel dikkat çekmişti.
Şimdi bu kısa girişten sonra bugün Habertürk internet sitesindeki yazıya bir bakalım:
“Hazar kıyısında müthiş hazine: Dünyanın en büyük rezervi burada olabilir…
Sümer Silindir Mühürleri
Bugün artık büyük ölçüde unutulmuş olan silindir mühürler, bir zamanlar görkemli bir küçük sanat etkinliğine sahne olmuştu. Mağara resimlerinden sonra, insanın kendini ifade biçiminin çok özgün bir evresini oluflturan silindir mühürler, inanılmaz bir biçim ve içerik zenginliği gösteriyorlar. Toplumun inançları ve adetleri, insan-tanrı, insan-insan, insan-doğa ilişkileri sayısız kompozisyonlar içinde bu küçük, yuvarlak taşlara kazınıyor ve sonra kile basılıyor. Hukuki belge hazırlanmasında ya da kapalı bir çömleğin mühürlenmesinde kullanıldıkları gibi, nazarlık olarak da takılıyorlar, ama her şeyden önce üretenin ve sahibinin övündükleri sanat objeleri bunlar.
Sümer Yaradılış Destanı Enuma Eliş’te Marduk (Nibiru)
Tanrıların Çobanı
Berlin devlet müzesinde bulunan VA/243 katalog nolu bir akkad silindir mührü gök cisimlerinin bilinen betimlemesinden oldukça farklıdır. Bu Sümerlilere göre güneş sistemini gösteren bir betimledir : on iki gök cismi içeren bir sistem.
Babil Kayıtlarında Marduk
‘Nineveh ve Babil Yıldız gözlemcilerinin Raporları’ adlı belgeye ve Zecharia Sitchin’in söz etmediği, ama oldukça kritik önem taşıyan bir başka astronomi kaydına, Marduk’un göklerde izlediği yola ilişkin başka ipuçları veren kısa bir paragrafa göz atalım:
Marduk, ortaya çıktığı anda
Umunpauddu’dur
İki saat (?) yükseldiğinde Sagmigar olur
Meridyen geçişini yaparken de
Nibiru’dur
Mayalarda Zamanların Başlangıcı
Mayalar 2012 için ‘zamanların sonu’ diyor. Ancak bu yok oluş anlamında bir son değil fiziksel ve ruhsal bir değişim. Mayalara göre; 2012 yılı insanlığın yükselişinin başlangıcı olacak.
Günümüzün en çok konuşulan konularından biri olan 2012 Kehanetleri konusunu mercek altına almak istedik. Konuya öncelikle Maya Kehanetleri açısından yaklaşmak daha sonra ezoterik astroloji ve bilgilere uygun bir yorum yapmak daha doğru olur.
Konuyu araştıran herkes görür ki, Maya Kehanetleri’ne göre 22 Aralık 2012 tarihi dünya için çok önemli. Çünkü bu dönemde içinde yaşadığımız çağ sona ererek yeni bir çağ başlayacak. Mayaların şifreleyerek günümüze taşıdığı, büyük bir tufanla gelecek olan bu yeni çağın ipuçlarını bilim adamlarının verileri de destekler konumda, iklimsel değişimleri şimdiden hepimiz zaten gözlemleyebiliyoruz. Özellikle tufan da gerekli değil. Bir göktaşı ya da Marduk adını verdikleri gezegenin yaklaşımı ve atmosferi etkilemesi de değişimlere yol açar ama yöresel ve bölgesel değişimlerdir bunlar, tüm dünyayı yok etmez. Dünyayı yok ederseniz değişimin ne anlamı kalır ki?
Kim Bu Gözcüler ?..
İbrani folklorunda adları “Nefilim”. Eski Mısır’da “Neter” olarak adlandırılıyorlar. Sümer, ilk kez adlarının duyulduğu yer. Bütün bu kültürlerde ortak olan ve “Gözcü” olarak nitelenen bu “sıradışı” varlıklar birer mit mi, yoksa gerçek mi?
Kim bu “Gözcü”ler ?
İbrani mitlerinde ve Tevrat’ta onlara “Nefilim” diyorlar. Eski Mısır’da adları, “Neter”. Sümer mitlerinde “Anunnaki” diye geçiyorlar. Diğer yandan “Sumer” sözcüğü, “Gözcü’lerin ülkesi” anlamına sahip. Hangi adla anılırlarsa anılsınlar, bütün eski kültürlerde ve bu kültlere ilişkin mitlerde başrol onların. Eski diller uzmanları, Antik Çağ kültürlerine şaşılacak biçimde net biçimde damgasını vurmuş bu esrarengiz varlıkların, neredeyse bütün eski uygarlıklarda “gözcüler” olarak adlandırıldıklarını söylüyorlar.
Gazeteci Yazar Engin Ardıç’ın Kaleminden: “MU Kıtası Nasıl Yok Oldu?”
MU Kıtası Nasıl Yok Oldu?
Çağlar öncesi sulara gömülmüş Mu kıtasının varlığını ilk ortaya atan, James Churchward adında bir İngiliz araştırmacıdır. Konu da taa 1868 yılına dayanıyor, yani İngiltere`de Kraliçe Victoria, bizde de Sultan Abdülaziz devri.
Bu adam Hindistan`da albaymış, İngiliz sömürge ordusunda. Böyle konulara da bencileyin pek meraklı. Günün birinde, bir Budist rahibiyle tanışıyor. Hoş beşten sonra rahip ona, `yabancı, seni pek sevdim, büyük bir sır vereceğim` diyor ve bir tapınağın gizli mahzenlerinde bulunan taş tabletlerden, bu tabletlerin üzerindeki garip yazılardan söz ediyor, getirip gösteriyor, üstelik okumasını da öğretiyor! Gel de, kral Asurbanipal`i hatırlama! O da kazılar sonucu Ninova sarayının kitaplığında bulunan kil tabletlerde şöyle diyordu:
Son Yorumlar