Arşiv

Posts Tagged ‘kara delik’

Rahimdeki Evrenden Tüm Evrene Yolculuk

20 Mayıs 2011 3 yorum

https://i0.wp.com/arsiv.ntvmsnbc.com/news/281480.jpg

Discovery channel’da bir programda, kutup ayısının rahminde 2 sene spermleri saklayabildiğini gördüm. Hayvan kendisini istediği zaman dölleyebiliyor. Araştırmacılar bunun elektronik mikroskopta filmini çekmişler. Yumurta bir güneş gibi küre ve parlak, spermler ise etrafında dönen yıldızlar gibiydi. Birden aklımda neden olmasın, Allah evreni nasıl yaratmıs, bir insanın yada memelinin içinde bile koskoca bir evren saklı diye düşündüm. Daha sonra aynı gece birden ışıklar parladı beynimde ve onların atoma benzediğini buldum. Atomdan gezegenlere ve onların etrafındaki uydularına, oradan güneş sistemimize, oradan galaksilere, galaksiden de evrene baktım. Evrenle insan kromozomlarının benzerliği, kandaki alyuvar ve akyuvarların benzerliği kafama takıldı. Her şey muazzam bir şekilde, tüm evrenin ve her şeyin atomlardan meydana geldiğini gösteriyordu.

Daha fazlasını oku…

Kategoriler:Bilinmeyen

İkizler Paradoksu ve Genel Görelilik

15 Mayıs 2011 2 yorum

Uzay yolculuğu insanı yaşlandırır mı? İşte size uzay-zaman mucizesinin kurbanı olan ikizlerin hikayesi ve Einstein’ın “hayatımın en mutlu düşüncesi” dediği fikri…
Einstein, mekanikle elektromanyetizmayı birleşik bir kuram haline getirirken, uzay ve zaman üzerindeki düşüncelerimizde köklü değişiklikler yapmak zorunda kaldı. Özellikle de, iki olayı ayıran zamanın, ancak bu olayın gerçekleştiği referans sistemi içerisinde ölçülmesi durumunda anlamı olabileceğini gösterdi. Bir başka referans sisteminden bakıldığında, iki olayı ayıran zaman aralığının görünürde uzun olduğunu ve bu sürenin, referans sistemlerinden birinin hızının diğerininkine göre ne kadar fazla olursa o kadar uzun olacağını ortaya koydu. Langevin’in ikizler paradoksu bunun daha iyi anlaşılmasını sağlar.

Daha fazlasını oku…

Dördüncü Boyut Gemisi

15 Mayıs 2011 6 yorum

Zaman denildiğinde ne anlıyoruz? İlk olarak başlangıç ve bitiş kavramlarını çağrıştırır bize. Çünkü biz doğarız başlar ömür kronometresi çalışmaya ve son nefese kadar vaktimiz vardır bize sunulan hayat hediyesini yaşamak için. Düz bir çizgi hayal ederiz hemen, ömrümüzü de bu çizginin üzerinde geçirdiğimiz bir yol. Sonunda süre dolar, yol biter ve kronometre durur. Peki zaman da durmuş mudur bu anda?

Peki nedir zaman? Hep yarış halinde olduğumuz, yetişmeye uğraştığımız, bazen durmasını istediğimiz ya da bir an önce geçmesi için sabırsızlandığımız zaman nedir? Evrenin her yerinde aynı mıdır? Dümdüz bir çizgi midir? Hep ileriye doğru mu akar? Zamanın sonu var mıdır? Maddeye bağımlı mıdır yoksa madde olmasa bile zaten kendi başına var olan bir olgu mudur? Boyut mudur yoksa?

Daha fazlasını oku…

Karadelikler Uzak Uzaya Açılan Kapılarmı?

09 Mayıs 2011 14 yorum

Sema Kapıları

Kur’an-ı Kerim’de “semanın görünmez kapıları”na dikkatimiz çekilir. Kapılar geçit yerleri olduğuna göre, “sema kapıları” ifadesini; başka uzay-zamana, farklı boyut ve kâinatlara geçit noktaları olarak anlamak mümkün müdür? Kur’an-ı Kerim’de yer alan “sema” teriminin, bugünkü mânâsı ile “uzay-zamana” karşılık geldiğini söyleyebiliriz.
Bir türlü çıkamadığımız kâinatın dışına nihayet çıkabilecek bir kapı bulduklarını düşünen astrofizikçilere göre de, karadelikler bir uzay-zaman kapısıdır. Kur’an’ın rehberliğinde kâinattaki sırlara yorum ve açıklama getiren Bediüzzaman’a göre gökteki yıldızların bir kısmı Ahiret âlemlerine bakmaktadır.

Daha fazlasını oku…

[Belgesel] BBC Space: “Cesurca Devam”

09 Mayıs 2011 Yorum bırakın

 

Bugün için gerçek anlamda yakın yıldızlar ve galaksiler arasında bir şehirden diğerine yol almak kadar hızlı yolculukları düşlüyorsak ışık hızı bariyerini dolayısıyla bizi ve hız limitlerimizi sınırlayan/belirleyen zaman ve boyut faktörünü aşacak uzay araçlarına ihtiyacımız olacaktır. Bu anlayış içerisinde derin uzay yolculukları konusunda ciddi adımlar atmaktan söz edeceksek bir üst uzay yolculuğunu düşünmüş olmamız gerekir.

Daha fazlasını oku…

Kategoriler:Astronomi - Uzay, Videolar

Evrende Yaşam

08 Mayıs 2011 Yorum bırakın


Yaşam nedir? Neden varlıkları canlı ve cansız diye ikiye ayırıyoruz? Yanıtın bir bölümü canlı varlıkların kendi kendilerini yenileyebilme özelliğine sahip olmasıdır. Bu özellik canlılık için gerekli fakat yeterli değildir. Çünkü kristaller de uygun eriyiklerde ve uygun sıcaklıklarda kendi kendilerini üretebilirler, yenilenebilirler. Bizim canlı dediğimiz varlıklar-memeliler, balıklar, böcekler, sürüngenler, bitkiler, mikroorganizmalar-doğarlar, çevreyle etkileşirler, büyürler, çoğalırlar ve ölürler. Yer yüzünde çok farklı canlı türleri vardır. Örneğin balinalar 30 m boya, 130 ton ağırlığa ulaşırken, virüsler milimetrenin iki binde biri boyutundadır. Bitkiler de milimetrenin üç binde biri olan alglerden, boyları 100 m yi aşan dev ağaçlara kadar çok geniş bir boyut aralığına dağılmışlardır. Tüm bu canlılar Dünya üzerinde -70 °C deki donmuş bölgelerden +70 °C deki sıcak su kaynaklarına kadar çok farklı fiziksel koşullar altında yaşarlar. Yine de bu fiziksel koşullar astronomik açıdan ender bulunan sınırlı ve dar koşullardır.

Daha fazlasını oku…

[Belgesel] BBC Space: “Yeni Dünyalar”

08 Mayıs 2011 Yorum bırakın

 

Aslında diğer yıldızların etrafında gezegen olmaması için hiçbir geçerli neden bulunmamaktadır. Galaksimizde yüz milyar kadar yıldız varken, Güneş, ayrıcalıklı çok özel bir yıldız olamaz. Galaksimizde Güneş benzeri çok sıcak ve çok soğuk olmayan yıldızların sayısı üç milyar kadardır. Bunlardan iki milyarında gezegen sistemleri olduğunu ve onda birinde yaşama uygun gezegenler bulunduğunu var saysak bile yine de yaşama elverişli gezegenleri olabilecek 200 milyon kadar yıldız bulunması gerekir. Bu sayı bile galaksimizde yalnız olmadığımız konusunda bir fikir verebilir. Bu sayı tahmin edilebilecek minimum sayıdır. Çift ve çoklu yıldız sistemlerinin etrafında da uygun yörüngelerde yaşam için elverişli gezegenlerin bulunmaması için hiçbir neden yoktur. Bu basit istatistiğe göre bulunduğumuz yerden 20 ışık yılı uzaklık içinde yaşam barındıran bir iki gezegenin bulunması gerekir. Yıldızlar arası uzaklıklar o kadar fazladır ki bırakın o canlılarla iletişim kurmayı, gezegenlerin varlığı bile bugüne kadar gözlemsel olarak saptanamamıştır. Aslında iletişim kurabilmek için oralarda canlı bulunması yetmez. Bizim gibi zeki canlıların bulunması gerekir. Çünkü insanoğlu henüz deniz yosunları, bitkiler, böcekler gibi canlılarla iletişim kuramıyor. İletişim kurmak istediğimiz dünya dışı zeki canlıların da yıldızlar arası iletişimde bulunabilecek teknolojiyi kurmuş olmaları gerekir, iyimser tahminlere göre Güneş’ten birkaç yüz ışık yılı uzaklık içinde teknolojik olarak çok ilerlemiş uygarlıkların var olması gerekmektedir.

Buyrun İzleyelim:

Daha fazlasını oku…

Kategoriler:Astronomi - Uzay, Videolar

Zamanın Durduğu Yer: Kara Delik – Black Hole

08 Mayıs 2011 1 yorum

ABD’nin 70 yıllık köklü bilim kurumu Jet Propulsion Laboratory’nin tespit ettiği M87 Karadeliği öyle büyük ki güneşin tam 6 milyar 400 milyon katı…

Daha fazlasını oku…

[Belgesel] BBC Space: “Yalnızmıyız”

07 Mayıs 2011 Yorum bırakın

Gerçekten de, bu adına evren dediğimiz “boşluğun”içinde yüzmilyarlarca galaksi,herbirinde yüzmilyarlarca yıldız ve belki de hesaplayamayacağımız kadar gezegen varken hayatın sadece dünyada ortaya çıktığını söylemek, biraz fazla “insan merkezli” bir düşünce olsa gerek.Yapılan istatistiki çalışmalar -Asimov,Drake-sadece bizim galaksimizde 75 bin ile 540 bin arasında değişen “akıllı yaşam formu”olduğunu söylüyor. Ama kimi bilimadamları da hayatın ortaya çıkmasını, gelişmesini,akıllı yaşam’a dönüşmesini…çok fazla etkenin bir arada olması gerektiğine ( mutasyonlar,rastlantılar,uygun atmoferk koşullar, zaman, dış etkenler, meteorların süreci bozmaması…) dikkat çekerek yalnız olabileceğimiz olasılığından da söz ediyorlar. Ben birincisinden yanayım. Belki de öyle olmasını umut ettiğimden. Bütün zorluğuna rağmen,”HAYAT BİR YOLUNU BULUR:”

https://i0.wp.com/www.demirkulak.com/resim/haber/6543.jpg

Buyrun İzleyelim:

Daha fazlasını oku…

Kategoriler:Astronomi - Uzay, Videolar

[Belgesel] BBC Space: “Kara Delikler”

07 Mayıs 2011 Yorum bırakın

 

 

Kara delik, astrofizikte, çekim alanı her türlü maddi oluşumun ve ışınımın kendisinden kaçmasına izin vermeyecek derecede güçlü olan, kütlesi büyük bir kozmik cisimdir. Kara delik, uzayda belirli nicelikteki maddenin bir noktaya toplanması ile meydana gelen bir nesnedir de denilebilir. Bu tür nesneler ışık yaymadıklarından kara olarak nitelenirler. Kara deliklerin, “tekillik”leri dolayısıyla, üç boyutlu olmadıkları, sıfır hacimli oldukları kabul edilir. Karadeliklerin içinde zamanın ise yavaş aktığı ya da akmadığı tahmin edilmektedir. Kara delikler genel görelilik kuramıyla tanımlanmışlardır. Doğrudan gözlemlenememekle birlikte, çeşitli dalga boylarını kullanan dolaylı gözlem teknikleri sayesinde keşfedilmişlerdir. Bu teknikler aynı zamanda çevrelerinde sürüklenen oluşumların da incelenme olanağını sağlamıştır. Örneğin bir kara deliğin çekim alanına kapılmış maddenin kara delikçe yutulmadan önce müthiş bir ısı derecesine ulaştığı ve bu yüzden önemli miktarda x ışınları yaydığı saptanmıştır. Böylece bir kara delik kendisi ışık yaymasa da, çevresinde bu tür bir icraat yarattığı için varlığı saptanabilmektedir. Günümüzde, kara deliklerin varlığı, ilgili (astrofizikçiler ve kuramsal fizikçilerden oluşan) bilimsel topluluğun hemen hemen tüm bireyleri tarafından onaylanarak kesinlik kazanmış durumdadır.

Dosya:Black hole lensing web.gif

Simülasyon olarak karadelik tarafından gerçekleştirilen yerçekimsel bükülmenin arka plandaki galaksiyi eğmesi

tr.wikipedia.org

Buyrun İzleyelim:

Daha fazlasını oku…

Kategoriler:Astronomi - Uzay, Videolar

[Belgesel] BBC Space: “Hayatta Kalmak”

06 Mayıs 2011 Yorum bırakın

BBC’nin hazırlamış olduğu Space belgesel serisinden ikincisi: “Hayatta Kalmak”

Buyrun İzleyelim:

Kategoriler:Astronomi - Uzay, Videolar

[Belgesel] BBC Space: “Yıldız Maddesi”

06 Mayıs 2011 Yorum bırakın

BBC’nin hazırlamış olduğu Space belgesel serisinden ilki: “Yıldız Maddesi”

Buyrun İzleyelim:

Daha fazlasını oku…

Kategoriler:Astronomi - Uzay, Videolar

Galaksilerin Gizemleri : Sorular ve Yanıtlar

05 Mayıs 2011 Yorum bırakın

Edwin Hubble yaklaşık 70 yıl önce galaksilerin temel doğasını keşfetti. 1990 lı yıllara gelindiğinde bile, galaksilerin nasıl doğduklarını, nasıl evrimleştiklerini ve evrende nasıl bir rol üstlendiklerini ancak söyleyebilmekteyiz. Neden galaksiler bu kadar gizemlidirler?
Astronomlar geçen 70 yıl boyunca galaksilerin araştırmasında büyük gelişmeler kaydettiler. Bugün büyük teleskoplar kullanılarak komşumuz Andromeda yı veya diğer galaksilerinin görüntülerini daha ayrıntılı elde edilebilmektedir. Büyük galaksileri incelemek daha kolaydır çünkü çok sayıda yıldızdan meydana gelirler. Bu tip büyük galaksilerde 1 trilyon yıldız bulunur. Galaksi içinde bulunan yıldızlar birbirlerine uyguladıkları çekim kuvvetiyle başta olmakla beraber aynen Güneş in etrafındaki yörüngelerde dönen gezegenler gibi galaksi merkezi etrafındaki yörüngelerde dolanırlar.

Daha fazlasını oku…

CERN; Orada Neler Oluyor?..

04 Mayıs 2011 1 yorum

CERN tam olarak nedir? Gizli deneylerin yapıldığı kapalı bir üs mü? İşte yanıtı…

CERN Gizli Deneylerin Yapıldığı Kapalı Bir Üs mü?
Yapılan tüm açıklamalara rağmen hala bütün dünyanın en çok merak ettiği konulardan biri İsviçre’deki CERN araştırma merkezinde yapılan Büyük Patlama deneyi… Deney başlayana kadar hakkında pek çok fikir hatta komplo teorileri üretildi; CERN gizli deneylerin yapıldığı kapalı bir üs mü? Deneyden sonra dünya zarar görecek mi? Hatta patlama sonrası bir “Kara Delik” oluşup dünyayı yutacak mı? Maya takvimi bu deneye mi işaret ediyor? İlk patlamalar Kasım ayında gerçekleştiğinde bu teoriler de havada kalmış ve söylentiler bir süreliğine durulmuştu. Zaman geçtikçe cadı kazanı tekrar kaynamaya başladı ve yeni senaryolar sahnede yerini almaya başladı. Şimdi ikinici patlama dönemi ile en azından sanıldığı gibi anında bir kıyamet yaşanmayacağını öğrenmiş bulunuyoruz yine de kafalardaki sorular yerinde durmaya devam ediyor.

Daha fazlasını oku…

Kategoriler:Bilim

Işıktan Hızlı Bir Uzay Gemisi Kara Delik Oluşturabilir

18 Nisan 2011 1 yorum

 

“Star Trek”in ışıktan hızlı yolculuğu kolay görünüyor, ancak İtalyan fizikçilerin yaptığı yeni hesaplamalara göre, bir warp drive (eğme/bükme tahriği) bir uzay gemisindeki yolcuları yakıp kül edecek ve sonra Dünya’yı kara deliğe emecek olan bir kara deliği kolayca yaratabilir.

Normal fizikte, hiçbir şey ışık hızından daha hızlı hareket edemez. Einstein’ın görelilik teorisi bunu geçersiz kılıyor. Normal uzayda ışık hızına yaklaşan herhangi bir nesnenin kütlesi üssel olarak artar ve onu ileriye itmek için gereken güç miktarında üssel bir artışı gerektirir.
Ancak bu kuralın iki istisnası var. Birincisi genel olarak solucan deliği olarak adlandırılan şey; uzayın iki farklı bölümünü birleştiren bir köprü. Bu köprüden geçen bir gemi ışık hızının altında ilerleyecek, ama yine de bir ışık demetinden önce ulaşacaktır.

Daha fazlasını oku…