Arşiv

Posts Tagged ‘big bang’

Evren Balon Şeklinde Mi?

23 Temmuz 2014 6 yorum

 

Çoklu Evren Teorisi Test Ediliyor.

Perimeter Ortaklığı Fakültesi’nden Matthew Johnson ve diğer bilim insanları çoklu evren teoreminin hipotezini bilimsel açıdan test edilebilir bir dünyaya taşımaya çalışıyor.

Büyük patlamadan önce her şey sadece vakumdu. Vakum karanlık enerji adı verilen bir genişleme alanıyla (Higgs alanı) kaplandı. Sanki bir demlikteki suyun buharlaşırken kabarcıklar çıkarması gibi balonlara ayrıldı. Her balon bir diğer enerjisi az olan vakumu içerdi ve halen hiçlikte değildi. Bu enerji nedeniyle balonlar genişlemeye başladı. Sonunda kaçınılmaz olarak bazı balonlar birbirlerine çarpmaya başladı. Bu arada ikinci bir balonun üretilme ihtimali var.

Daha fazlasını oku…

Kategoriler:Astronomi - Uzay, Bilim

İlk Evren

11 Şubat 2012 Yorum bırakın

Uzak bir geçmişte evren, temel parçacıkların hüküm sürdüğü çok yüksek sıcaklıkta bir evre yaşadı. Bu döneme dair kuramların testleri elbette ancak dolaylı olarak yapılabilir; çünkü bu testler, kökeni 15 milyar yıldan eskiye dayanan olayların günümüzdeki kalıntılarına dayanır. Uzayın eğriliği ve Evren’in gelecekteki evrimi hala belirsizdir…

Daha fazlasını oku…

George Lemaitre ve Mesleği

19 Kasım 2011 2 yorum

George Lemaitre’nin mesleği nedir? Büyük Patlama Teorisini 1927 yılında ortaya atan Georges Lemaitre’in mesleği neydi?

Büyük Patlama ya da Big Bang, evrenin yaklaşık 13,7 milyar yıl önce aşırı yoğun ve sıcak bir noktadan meydana geldiğini savunan evrenin evrimi kuramı ve geniş şekilde kabul gören kozmolojik model. İlk kez 1920’lerde Rus kozmolog ve matematikçi Alexander Friedmann ve Belçikalı fizikçi papaz Georges Lemaître tarafından ortaya atılan, evrenin bir başlangıcı olduğunu varsayan bu teori, çeşitli kanıtlarla desteklendiğinden bilim insanları arasında, özellikle fizikçiler arasında geniş ölçüde kabul görmüştür.

Daha fazlasını oku…

Kategoriler:Bilim, Diğer

Evrende İnsana Özel Bir Ev: Dünya

26 Haziran 2011 1 yorum

Bilim ve teknolojinin ilerlemesiyle birlikte 1960’lı yıllardan itibaren yapılan araştırmalar, evrendeki tüm fiziksel dengelerin insan yaşamı için çok hassas bir biçimde ayarlandığını ortaya koymaktadır. Araştırmalar derinleştirildikçe, evrendeki fizik, kimya ve biyoloji kanunlarının, yerçekimi, elektromanyetizma gibi temel kuvvetlerin, atomların ve elementlerin yapılarının tümünün, insanın yaşamı için tam olmaları gereken şekilde düzenlendikleri birer birer bulunmuştur. Batılı bilim adamları bugün bu olağanüstü yaratılışa “İnsani İlke” (Anthropic Principle) adını vermektedirler. Yani evrendeki her ayrıntı, insan yaşamını gözeten bir amaçla yaratılmıştır.

Daha fazlasını oku…

Kategoriler:Astronomi - Uzay

Evrenin Doğuşu, Yaşı ve Geleceği

15 Haziran 2011 Yorum bırakın

İsviçre – Basel Astronomi Başkanı, Prof. Dr. G. A. Tammann’a göre, “bilimsel araştırma, yaşamımızı ve içinde yaşadığımız evrenin tasvirini değiştirmiş ve ortaya çıkan bu tasvir de düşüncemize kuvvetli bir etki yapmıştır. İşte, bilim bu yolda kültürümüzün çok önemli bir parçasını oluşturmaktadır”.

Bilimler, bu yüzyıl süresince, Dünya’ya bakışımızı temelde değiştirmişlerdir. Teknolojiyi, tıbbı, uygarlığı ve belkide en önemlisi insanın düşünmesini etkileyerek kültürel bir devrim yaratmışlardır.

1930′lu yıllara kadar bir sır olarak kalmış olan yaşamın kökenini oluşturan Güneş’in enerji kaynağını ortaya çıkarmayı başaran insanoğlu, Dünya üzerinde etkinliklere ve olaylara çabucak katılabilecek şekilde bir haberleşme ve ulaşım ağını oluşturabildi. Dünya’nın çekim ivmesinden kurtulmayı başararak, Dünya’nın yuvarlak olduğunu anladı. Ay’a adım attı ve gezegenlere uzay araçları gönderdi. Bu şekilde gelişen akılcı düşünme utkusu, batı Avrupa’ya eşi görülmemiş 50 yıllık bir barış getirdi.

Daha fazlasını oku…

Kategoriler:Astronomi - Uzay, Bilim

E=mc² : Kütlesiz Kütle

21 Mayıs 2011 Yorum bırakın

E=mc²’yi Öğretmek

Einstein’a göre kütle-enerji ilişkisi, özel görelilik kuramının en önemli sonucudur.Çoğu eğitimci, modern fizik dersinde bu konuyu giriş bilgisi olarak verir. Nükleer fizik problemlerinin çözümünde gerekli olan E=mc², basit matematiksel bir bağıntı olarak ele alınmasına karşın, bu bağıntının ne anlama geldiğini tartışmak çok daha faydalı.Bu bağıntı , madde ve enerjinin doğası hakkında ne söylemekte? Durgun kütle yalnızca kuvvet alanlarının enerjisinden mi meydana gelmektedir? En azından maddelerin kütlesinin %90’ı için, bu soruya verilen cevabın “evet” olduğunun şimdilik tam farkına varılmamış görünüyor.

E=mc² ’nin Anlamı

Daha fazlasını oku…

Kategoriler:Bilim

Paralel Evrenler Yanılgısı

15 Mayıs 2011 4 yorum

https://i0.wp.com/fc08.deviantart.net/fs6/i/2005/103/a/5/Grand_Universe_by_ANTIFAN_REAL.jpg

Bilim adamlarının günümüzde doğa ve uzay üzerine yaptıkları araştırmalar açık bir gerçeği göstermektedir: “Kusursuz bir yaratılış”. Ancak bu fikri kabullenemeyenler ortaya attıkları bazı iddialarla bu gerçeğin üzerini örtmeye çalışıyorlar. Medyada çıkan, “İnsan ile maymun arasındaki ara geçiş formu bulundu” ya da “Dünya dışındaki bir gezegende yaşamın izlerine rastlandı” türünde başlıklı haberler hep bu amaca hizmet ediyor. Şimdilerde ise “paralel evrenler” konusu rağbet görüyor. Bu iddia evrenin büyük bir patlama ile yaratılışı gerçeğinin karşısına bir tez olarak sunulmaya çalışılıyor. Üstelik hiçbir somut kanıtı olmaması ve kendi içinde önemli çelişkiler barındırmasına rağmen…

Daha fazlasını oku…

Kozmoloji (Evren Bilimi) ve Kozmolojinin Tarihçesi

14 Mayıs 2011 Yorum bırakın
https://i0.wp.com/www.universeadventure.org/fundamentals/images/cosmol-crab.jpg
Evren bilimi veya Kozmoloji bir bütün olarak evreni konu alan bilim dalının ismidir. Kozmoloji sözcüğü Türkçeye Yunanca κοσμολογία (cosmologia, κόσμος [kozmos] düzen + λογια [logia] söylev) sözcüğünden türemiştir. Her ne kadar kozmoloji sözcüğü nispeten yakın zamanlı bir sözcük olsa da, evren tarih boyunca bilim, felsefe, ezoterizm ve din gibi farklı disiplinler tarafından araştırma konusu olmuştur. Kozmoloji ise bir sözcük olarak ilk kez 1730 yılında Christian Wolff’un Cosmologia Generalis isimli eserinde kullanılmıştır.
Kozmoloji ile uğraşan bilim adamlarına kozmolog veya evrenbilimci denir. Çağdaş yazında kozmoloji veya evrenbilim ile genelde fiziksel kozmoloji kastedilmektedir. Bu bağlamda, kozmologlar kozmoloji çalışmaların içerisinde astronominin yanı sıra birçok bilim dalını da kullanırlar: biyolojiden matematiğe kadar. Kozmoloji evrenin yapısını, tarihini ve geleceğini inceler. Fiziksel evrenin bir bütün olarak kavranıp anlaşılmasını sağlamak amacıyla, doğa bilimlerini, özellikle gökbilim ve fiziği bir araya getirir.


Daha fazlasını oku…

Kategoriler:Astronomi - Uzay, Bilim

İncir Çekirdeğinden Küçük Bir Evren

13 Mayıs 2011 Yorum bırakın

Her ayrıntısıyla kulağa oldukça fantastik ve büyüleyici gelen bir yaratılış hikâyesi anlatmak istiyorum size; tabii eğer ilginizi çekiyorsa. “Aşağı yukarı bundan 14 milyar yıl kadar önceydi,” diye başlıyor bu hikâye. “Bugün bildiğiniz hiçbir şey henüz var olmamıştı: Ne ayağınızı bastığınız yeryüzü vardı ortada, ne sizi kuşatan bu uçsuz bucaksız gökler, ne dağlar, ne ağaçlar, ne de kuşlar ve böcekler. Bugün gözlerinizi açıp çevrenize baktığınızda gördüğünüz ve göremediğiniz ne varsa, hepsini biçimlendirebilecek ana bileşenler, bir toz zerresinden bile defalarca küçük bir kabuğun içine sıkışmış durumdaydı. Evrenin yapısında yer alan tüm elementleri oluşturma potansiyeline sahip o minicik temel parçacıkları içeren bir karışımdı bu ve kaosun egemen olduğumikroskobik ölçülerde bir deniz görüntüsü vermekteydi. Derken bir an geldi ve…

Daha fazlasını oku…

Kategoriler:Astronomi - Uzay, Bilim

Başka Bir Evrenin İçindeki Bir Evrendemiyiz?

12 Mayıs 2011 1 yorum

Evren Evren İçinde Mi?


Yeni bir teoriye göre evrenler, Rus “matruşka” bebekleri gibi, başka evrenlerin içinde olabilir.
Evrenimizin nasıl ortaya çıktığını biliyoruz. Pek çok kanıt, evrenin bir protondan çok küçük akıl almaz yoğunluk ve sıcaklıktaki bir enerji topunun “Büyük Patlama” denen bir süreçle genişlemeye başladığını ve ilk saniyenin çok küçük bir kesimi içinde gerçekleşen bir şişmeyle ışık hızının ötesinde genişlediğini gösteriyor.

Ortaya çıktığı zamanı da biliyoruz: Büyük Patlama’dan 380 bin yıl sonra yayılan ilk ışığın kalıntıları üzerinde yapılan duyarlı gözlemler, evrnin yaşını 13,7 milyar yıl olarak belirliyor. Aynı gözlemler, evrenin biçimini de gösteriyor. Evren düz; daha doğrusu sonsuz hacme kadar şişirilmiş bir balonun yüzeyi gibi. İçeriğiyse, yüzde 4,6 tanıdığımız madde, yüzde 23 özellikleri bilinmeyen “karanlık” madde, yüzde 72 de kütleçekiminin tersi itici bir etki yapan gizemli “karanlık” enerji. Geleceği? Bu itici enerjinin etkisiyle evren hızlanarak genişliyor ve trilyonlarca yıl sonra son yıldızlar, son gökadalar, son karadelikler ömürlerini tamamlayıp yokolduktan sonra bile boş ve sonsuz bir karanlık olarak genişlemeye devam edecek.

Daha fazlasını oku…

Karadelikler Uzak Uzaya Açılan Kapılarmı?

09 Mayıs 2011 14 yorum

Sema Kapıları

Kur’an-ı Kerim’de “semanın görünmez kapıları”na dikkatimiz çekilir. Kapılar geçit yerleri olduğuna göre, “sema kapıları” ifadesini; başka uzay-zamana, farklı boyut ve kâinatlara geçit noktaları olarak anlamak mümkün müdür? Kur’an-ı Kerim’de yer alan “sema” teriminin, bugünkü mânâsı ile “uzay-zamana” karşılık geldiğini söyleyebiliriz.
Bir türlü çıkamadığımız kâinatın dışına nihayet çıkabilecek bir kapı bulduklarını düşünen astrofizikçilere göre de, karadelikler bir uzay-zaman kapısıdır. Kur’an’ın rehberliğinde kâinattaki sırlara yorum ve açıklama getiren Bediüzzaman’a göre gökteki yıldızların bir kısmı Ahiret âlemlerine bakmaktadır.

Daha fazlasını oku…

Evrende Yaşam

08 Mayıs 2011 Yorum bırakın


Yaşam nedir? Neden varlıkları canlı ve cansız diye ikiye ayırıyoruz? Yanıtın bir bölümü canlı varlıkların kendi kendilerini yenileyebilme özelliğine sahip olmasıdır. Bu özellik canlılık için gerekli fakat yeterli değildir. Çünkü kristaller de uygun eriyiklerde ve uygun sıcaklıklarda kendi kendilerini üretebilirler, yenilenebilirler. Bizim canlı dediğimiz varlıklar-memeliler, balıklar, böcekler, sürüngenler, bitkiler, mikroorganizmalar-doğarlar, çevreyle etkileşirler, büyürler, çoğalırlar ve ölürler. Yer yüzünde çok farklı canlı türleri vardır. Örneğin balinalar 30 m boya, 130 ton ağırlığa ulaşırken, virüsler milimetrenin iki binde biri boyutundadır. Bitkiler de milimetrenin üç binde biri olan alglerden, boyları 100 m yi aşan dev ağaçlara kadar çok geniş bir boyut aralığına dağılmışlardır. Tüm bu canlılar Dünya üzerinde -70 °C deki donmuş bölgelerden +70 °C deki sıcak su kaynaklarına kadar çok farklı fiziksel koşullar altında yaşarlar. Yine de bu fiziksel koşullar astronomik açıdan ender bulunan sınırlı ve dar koşullardır.

Daha fazlasını oku…

CERN; Orada Neler Oluyor?..

04 Mayıs 2011 1 yorum

CERN tam olarak nedir? Gizli deneylerin yapıldığı kapalı bir üs mü? İşte yanıtı…

CERN Gizli Deneylerin Yapıldığı Kapalı Bir Üs mü?
Yapılan tüm açıklamalara rağmen hala bütün dünyanın en çok merak ettiği konulardan biri İsviçre’deki CERN araştırma merkezinde yapılan Büyük Patlama deneyi… Deney başlayana kadar hakkında pek çok fikir hatta komplo teorileri üretildi; CERN gizli deneylerin yapıldığı kapalı bir üs mü? Deneyden sonra dünya zarar görecek mi? Hatta patlama sonrası bir “Kara Delik” oluşup dünyayı yutacak mı? Maya takvimi bu deneye mi işaret ediyor? İlk patlamalar Kasım ayında gerçekleştiğinde bu teoriler de havada kalmış ve söylentiler bir süreliğine durulmuştu. Zaman geçtikçe cadı kazanı tekrar kaynamaya başladı ve yeni senaryolar sahnede yerini almaya başladı. Şimdi ikinici patlama dönemi ile en azından sanıldığı gibi anında bir kıyamet yaşanmayacağını öğrenmiş bulunuyoruz yine de kafalardaki sorular yerinde durmaya devam ediyor.

Daha fazlasını oku…

Kategoriler:Bilim

[Belgesel] National Geographic – Evrenin Ucuna Yolculuk

30 Nisan 2011 8 yorum

Geleceğimizi görmemiz için geçmişimizi bilmemiz gerekir. National Geographic’ Dünya’dan yola çıkarak Evren’in bilinmeyen ucuna yolculuk konulu belgeseli.

Buyrun İzleyelim

Daha fazlasını oku…

Kategoriler:Astronomi - Uzay, Videolar

Big Bang Ve Bilimin Ötesi

16 Nisan 2011 1 yorum

Evrenin yapısı ilk çağlardan bu yana merak konusu olmuştur. Yıldızlar, gök cisimleri insanların ilgisini çekmiş ve bu olan bitenle ilgili araştırma gereği duyulmuştur. Bilimin gelişmesi ile evrendeki sistemler daha da açıklayıcı bir anlatımla bilimde yer edindi. Bilim, kainattaki sistemi anlamaya çalışmakta ve bu düzenin arkasında çalışan fiziksel koşulları ortaya koymaktaydı.

Evreni anlama çabası ilk çağdan bu yana bilimsel anlamda materyalist çizgide ele alınmıştı. Bu görüşe göre evren sonsuzdan beri var idi ve sonsuza kadar var olmaya devam edecekti. George Politzer Felsefenin Başlangıç İlkeleri kitabında ilk insanların bilgisizliği nedeniyle evreni anlama çabasının yetersiz olacağından ve bu yüzden evrendeki sistemin İlahi Varlıkla açıklamasının yanlış olduğunu ve bilime aykırı olduğunu söylemekteydi.

Madenin sonsuz zamandan beri hep var olması fizik kurallarına ters gibi görünse de bu görüşe sıcak bakan materyalistler maddenin hiçlikten meydana gelmesi fikrine yaratılışa işaret ettiği dolayısıyla inanmak istememişti. Ünlü Fizikçi Fred Hoyle evrenin var olmasını açıklayan Big Bang yani Büyük Patlama fikrine karşı gelenlerdendi. Ian Barbour Bilim ve Din isimli kitabında bu konuda şunları söylemektedir:

Daha fazlasını oku…

Kategoriler:Astronomi - Uzay, Bilim