Evren Balon Şeklinde Mi?
Çoklu Evren Teorisi Test Ediliyor.
Perimeter Ortaklığı Fakültesi’nden Matthew Johnson ve diğer bilim insanları çoklu evren teoreminin hipotezini bilimsel açıdan test edilebilir bir dünyaya taşımaya çalışıyor.
Büyük patlamadan önce her şey sadece vakumdu. Vakum karanlık enerji adı verilen bir genişleme alanıyla (Higgs alanı) kaplandı. Sanki bir demlikteki suyun buharlaşırken kabarcıklar çıkarması gibi balonlara ayrıldı. Her balon bir diğer enerjisi az olan vakumu içerdi ve halen hiçlikte değildi. Bu enerji nedeniyle balonlar genişlemeye başladı. Sonunda kaçınılmaz olarak bazı balonlar birbirlerine çarpmaya başladı. Bu arada ikinci bir balonun üretilme ihtimali var.
İlk Evren
Uzak bir geçmişte evren, temel parçacıkların hüküm sürdüğü çok yüksek sıcaklıkta bir evre yaşadı. Bu döneme dair kuramların testleri elbette ancak dolaylı olarak yapılabilir; çünkü bu testler, kökeni 15 milyar yıldan eskiye dayanan olayların günümüzdeki kalıntılarına dayanır. Uzayın eğriliği ve Evren’in gelecekteki evrimi hala belirsizdir…
George Lemaitre ve Mesleği
George Lemaitre’nin mesleği nedir? Büyük Patlama Teorisini 1927 yılında ortaya atan Georges Lemaitre’in mesleği neydi?
Büyük Patlama ya da Big Bang, evrenin yaklaşık 13,7 milyar yıl önce aşırı yoğun ve sıcak bir noktadan meydana geldiğini savunan evrenin evrimi kuramı ve geniş şekilde kabul gören kozmolojik model. İlk kez 1920’lerde Rus kozmolog ve matematikçi Alexander Friedmann ve Belçikalı fizikçi papaz Georges Lemaître tarafından ortaya atılan, evrenin bir başlangıcı olduğunu varsayan bu teori, çeşitli kanıtlarla desteklendiğinden bilim insanları arasında, özellikle fizikçiler arasında geniş ölçüde kabul görmüştür.
Evrende İnsana Özel Bir Ev: Dünya
Bilim ve teknolojinin ilerlemesiyle birlikte 1960’lı yıllardan itibaren yapılan araştırmalar, evrendeki tüm fiziksel dengelerin insan yaşamı için çok hassas bir biçimde ayarlandığını ortaya koymaktadır. Araştırmalar derinleştirildikçe, evrendeki fizik, kimya ve biyoloji kanunlarının, yerçekimi, elektromanyetizma gibi temel kuvvetlerin, atomların ve elementlerin yapılarının tümünün, insanın yaşamı için tam olmaları gereken şekilde düzenlendikleri birer birer bulunmuştur. Batılı bilim adamları bugün bu olağanüstü yaratılışa “İnsani İlke” (Anthropic Principle) adını vermektedirler. Yani evrendeki her ayrıntı, insan yaşamını gözeten bir amaçla yaratılmıştır.
Evrenin Doğuşu, Yaşı ve Geleceği
İsviçre – Basel Astronomi Başkanı, Prof. Dr. G. A. Tammann’a göre, “bilimsel araştırma, yaşamımızı ve içinde yaşadığımız evrenin tasvirini değiştirmiş ve ortaya çıkan bu tasvir de düşüncemize kuvvetli bir etki yapmıştır. İşte, bilim bu yolda kültürümüzün çok önemli bir parçasını oluşturmaktadır”.
Bilimler, bu yüzyıl süresince, Dünya’ya bakışımızı temelde değiştirmişlerdir. Teknolojiyi, tıbbı, uygarlığı ve belkide en önemlisi insanın düşünmesini etkileyerek kültürel bir devrim yaratmışlardır.
1930′lu yıllara kadar bir sır olarak kalmış olan yaşamın kökenini oluşturan Güneş’in enerji kaynağını ortaya çıkarmayı başaran insanoğlu, Dünya üzerinde etkinliklere ve olaylara çabucak katılabilecek şekilde bir haberleşme ve ulaşım ağını oluşturabildi. Dünya’nın çekim ivmesinden kurtulmayı başararak, Dünya’nın yuvarlak olduğunu anladı. Ay’a adım attı ve gezegenlere uzay araçları gönderdi. Bu şekilde gelişen akılcı düşünme utkusu, batı Avrupa’ya eşi görülmemiş 50 yıllık bir barış getirdi.
E=mc² : Kütlesiz Kütle
E=mc²’yi Öğretmek
Einstein’a göre kütle-enerji ilişkisi, özel görelilik kuramının en önemli sonucudur.Çoğu eğitimci, modern fizik dersinde bu konuyu giriş bilgisi olarak verir. Nükleer fizik problemlerinin çözümünde gerekli olan E=mc², basit matematiksel bir bağıntı olarak ele alınmasına karşın, bu bağıntının ne anlama geldiğini tartışmak çok daha faydalı.Bu bağıntı , madde ve enerjinin doğası hakkında ne söylemekte? Durgun kütle yalnızca kuvvet alanlarının enerjisinden mi meydana gelmektedir? En azından maddelerin kütlesinin %90’ı için, bu soruya verilen cevabın “evet” olduğunun şimdilik tam farkına varılmamış görünüyor.
E=mc² ’nin Anlamı
Paralel Evrenler Yanılgısı
Bilim adamlarının günümüzde doğa ve uzay üzerine yaptıkları araştırmalar açık bir gerçeği göstermektedir: “Kusursuz bir yaratılış”. Ancak bu fikri kabullenemeyenler ortaya attıkları bazı iddialarla bu gerçeğin üzerini örtmeye çalışıyorlar. Medyada çıkan, “İnsan ile maymun arasındaki ara geçiş formu bulundu” ya da “Dünya dışındaki bir gezegende yaşamın izlerine rastlandı” türünde başlıklı haberler hep bu amaca hizmet ediyor. Şimdilerde ise “paralel evrenler” konusu rağbet görüyor. Bu iddia evrenin büyük bir patlama ile yaratılışı gerçeğinin karşısına bir tez olarak sunulmaya çalışılıyor. Üstelik hiçbir somut kanıtı olmaması ve kendi içinde önemli çelişkiler barındırmasına rağmen…
Kozmoloji (Evren Bilimi) ve Kozmolojinin Tarihçesi
İncir Çekirdeğinden Küçük Bir Evren
Her ayrıntısıyla kulağa oldukça fantastik ve büyüleyici gelen bir yaratılış hikâyesi anlatmak istiyorum size; tabii eğer ilginizi çekiyorsa. “Aşağı yukarı bundan 14 milyar yıl kadar önceydi,” diye başlıyor bu hikâye. “Bugün bildiğiniz hiçbir şey henüz var olmamıştı: Ne ayağınızı bastığınız yeryüzü vardı ortada, ne sizi kuşatan bu uçsuz bucaksız gökler, ne dağlar, ne ağaçlar, ne de kuşlar ve böcekler. Bugün gözlerinizi açıp çevrenize baktığınızda gördüğünüz ve göremediğiniz ne varsa, hepsini biçimlendirebilecek ana bileşenler, bir toz zerresinden bile defalarca küçük bir kabuğun içine sıkışmış durumdaydı. Evrenin yapısında yer alan tüm elementleri oluşturma potansiyeline sahip o minicik temel parçacıkları içeren bir karışımdı bu ve kaosun egemen olduğumikroskobik ölçülerde bir deniz görüntüsü vermekteydi. Derken bir an geldi ve…
Başka Bir Evrenin İçindeki Bir Evrendemiyiz?
Evren Evren İçinde Mi?
Yeni bir teoriye göre evrenler, Rus “matruşka” bebekleri gibi, başka evrenlerin içinde olabilir.
Evrenimizin nasıl ortaya çıktığını biliyoruz. Pek çok kanıt, evrenin bir protondan çok küçük akıl almaz yoğunluk ve sıcaklıktaki bir enerji topunun “Büyük Patlama” denen bir süreçle genişlemeye başladığını ve ilk saniyenin çok küçük bir kesimi içinde gerçekleşen bir şişmeyle ışık hızının ötesinde genişlediğini gösteriyor.
Ortaya çıktığı zamanı da biliyoruz: Büyük Patlama’dan 380 bin yıl sonra yayılan ilk ışığın kalıntıları üzerinde yapılan duyarlı gözlemler, evrnin yaşını 13,7 milyar yıl olarak belirliyor. Aynı gözlemler, evrenin biçimini de gösteriyor. Evren düz; daha doğrusu sonsuz hacme kadar şişirilmiş bir balonun yüzeyi gibi. İçeriğiyse, yüzde 4,6 tanıdığımız madde, yüzde 23 özellikleri bilinmeyen “karanlık” madde, yüzde 72 de kütleçekiminin tersi itici bir etki yapan gizemli “karanlık” enerji. Geleceği? Bu itici enerjinin etkisiyle evren hızlanarak genişliyor ve trilyonlarca yıl sonra son yıldızlar, son gökadalar, son karadelikler ömürlerini tamamlayıp yokolduktan sonra bile boş ve sonsuz bir karanlık olarak genişlemeye devam edecek.
Karadelikler Uzak Uzaya Açılan Kapılarmı?
Sema Kapıları
Kur’an-ı Kerim’de “semanın görünmez kapıları”na dikkatimiz çekilir. Kapılar geçit yerleri olduğuna göre, “sema kapıları” ifadesini; başka uzay-zamana, farklı boyut ve kâinatlara geçit noktaları olarak anlamak mümkün müdür? Kur’an-ı Kerim’de yer alan “sema” teriminin, bugünkü mânâsı ile “uzay-zamana” karşılık geldiğini söyleyebiliriz.
Bir türlü çıkamadığımız kâinatın dışına nihayet çıkabilecek bir kapı bulduklarını düşünen astrofizikçilere göre de, karadelikler bir uzay-zaman kapısıdır. Kur’an’ın rehberliğinde kâinattaki sırlara yorum ve açıklama getiren Bediüzzaman’a göre gökteki yıldızların bir kısmı Ahiret âlemlerine bakmaktadır.
CERN; Orada Neler Oluyor?..
CERN tam olarak nedir? Gizli deneylerin yapıldığı kapalı bir üs mü? İşte yanıtı…
CERN Gizli Deneylerin Yapıldığı Kapalı Bir Üs mü?
Yapılan tüm açıklamalara rağmen hala bütün dünyanın en çok merak ettiği konulardan biri İsviçre’deki CERN araştırma merkezinde yapılan Büyük Patlama deneyi… Deney başlayana kadar hakkında pek çok fikir hatta komplo teorileri üretildi; CERN gizli deneylerin yapıldığı kapalı bir üs mü? Deneyden sonra dünya zarar görecek mi? Hatta patlama sonrası bir “Kara Delik” oluşup dünyayı yutacak mı? Maya takvimi bu deneye mi işaret ediyor? İlk patlamalar Kasım ayında gerçekleştiğinde bu teoriler de havada kalmış ve söylentiler bir süreliğine durulmuştu. Zaman geçtikçe cadı kazanı tekrar kaynamaya başladı ve yeni senaryolar sahnede yerini almaya başladı. Şimdi ikinici patlama dönemi ile en azından sanıldığı gibi anında bir kıyamet yaşanmayacağını öğrenmiş bulunuyoruz yine de kafalardaki sorular yerinde durmaya devam ediyor.
[Belgesel] National Geographic – Evrenin Ucuna Yolculuk
Geleceğimizi görmemiz için geçmişimizi bilmemiz gerekir. National Geographic’ Dünya’dan yola çıkarak Evren’in bilinmeyen ucuna yolculuk konulu belgeseli.
Buyrun İzleyelim
Big Bang Ve Bilimin Ötesi
Evrenin yapısı ilk çağlardan bu yana merak konusu olmuştur. Yıldızlar, gök cisimleri insanların ilgisini çekmiş ve bu olan bitenle ilgili araştırma gereği duyulmuştur. Bilimin gelişmesi ile evrendeki sistemler daha da açıklayıcı bir anlatımla bilimde yer edindi. Bilim, kainattaki sistemi anlamaya çalışmakta ve bu düzenin arkasında çalışan fiziksel koşulları ortaya koymaktaydı.
Evreni anlama çabası ilk çağdan bu yana bilimsel anlamda materyalist çizgide ele alınmıştı. Bu görüşe göre evren sonsuzdan beri var idi ve sonsuza kadar var olmaya devam edecekti. George Politzer Felsefenin Başlangıç İlkeleri kitabında ilk insanların bilgisizliği nedeniyle evreni anlama çabasının yetersiz olacağından ve bu yüzden evrendeki sistemin İlahi Varlıkla açıklamasının yanlış olduğunu ve bilime aykırı olduğunu söylemekteydi.
Madenin sonsuz zamandan beri hep var olması fizik kurallarına ters gibi görünse de bu görüşe sıcak bakan materyalistler maddenin hiçlikten meydana gelmesi fikrine yaratılışa işaret ettiği dolayısıyla inanmak istememişti. Ünlü Fizikçi Fred Hoyle evrenin var olmasını açıklayan Big Bang yani Büyük Patlama fikrine karşı gelenlerdendi. Ian Barbour Bilim ve Din isimli kitabında bu konuda şunları söylemektedir:
Son Yorumlar