Arşiv

Posts Tagged ‘stonehenge’

Druidler ve Periler

07 Mayıs 2018 4 yorum

https://insanveevren.files.wordpress.com/2018/05/druids.jpg?w=595

Kelt Kültürü

Bir soydan çok bir soyla birlikte bir kültür oluşturan Keltler, Kafkas bölgesindeki diğer Hint-Avrupa halkları gibi türedi. Plutarch, Keltlerin Kırım’dan geldikleri görüşünü savunur. Bazıları Balkan yarımadasına dağıldı, diğerleri Alpler’e ulaştı ve sonunda Roma’da toplandılar. Ama oradan kovuldular ve geriye kalanlar Orta Anadolu’ya göç ederek Galatya olarak bilenen ülkeyi kurdular. Diğerleri Danimarka ve Almanya’ya ulaştı, ancak Cermenlerce buradan sürüldüler. Bugünün Fransa, Hollanda, Belçika ve Lüksemburg’una girenler daha başarılıydı ve başlangıçta Romalıların Galya olarak bildigi Seine ve Garonne nehirlerinin arasında kalan bölgeye yerleştiler. Diğerleri, bugünkü Kuzey İspanya ve Portekiz’e yerleştiler. İspanya, Portekiz, Fransa, Hollanda, Belçika ve Lüksemburg’dan Büyük Britanya ve İrlanda’ya geçtiler.

Daha fazlasını oku…

Mitolojiden Gerçeğe Doğru: Atlantis Efsanesi

21 Nisan 2014 7 yorum

 

Bugün Atlantis, şairler, romantikler, hayalperestler için yitirilmiş bir cennet, keşfedilmemiş bir El Dorado, mükemmel bir ütopya… Yarın bilimin konusu olacak mı?

Keşfedilmemiş El Dorado

Atlantis efsanesi, tarih bo­yunca meydana gelen değişikliklerden fazla etki­lenmedi. Platon, doğumundan 9000 yıl önce var olmuş ve yanardağ patlamasıyla suya gömül­müş Atlantis’i zengin biçimde betimlemişti. O zamandan beri, Atlantis uygarlığı pek çok yazarın, şairin, ressa­mın ve bilim adamı­nın hayallerini süsle­di. Atlantis’in gerçek bir ülke olduğunu öne süren 70’ten faz­la kitap var. Bunların arasında, 17. yüz­yılda yaşamış İngiliz filozof Francis Bacon’ın Yeni Atlantis adlı kitabını özellikle anmak gerekiyor. Bacon, Atlantis’i Kuzey ve Güney Amerika ile ilişkilendirmişti.

Daha fazlasını oku…

Yeryüzü Gizemleri

06 Nisan 2014 Yorum bırakın

 

Dünyanın pek çok yerinde eski kültür ve medeniyetlerin kalıntılarına rastlanabilir. İngiltere, büyük taş kütleleriyle oluşturulmuş çemberler ve binlerce yıllık geçmişe sahip diğer yapılarıyla bu konuda oldukça şanslı bir ülkedir. Amerika’da da Arizona’daki kaya evleri gibi tarih öncesi kültürlere ve kızılderili kültürlerine ait kalıntı örneği çoktur. Güney Amerika’da ise Eric von Daniken’in dünyadışı varlıklar tarafından yapıldığını düşündüğü millerce uzunluktaki Nazca Çizgileri dikkat çekicidir, ilginç olan şey eski çağlardan kalma bu tür gizemli yapıların günümüzde hala insan zihnine meydan okuyor olmasıdır. Yerküre gizemleri araştırmaları arkeolojinin mistik kız kardeşidir, bununla birlikte gücünü farklı kollardan alır.

Daha fazlasını oku…

Kategoriler:Bilinmeyen, Tarih

Babil Kardeşliği

19 Ekim 2013 12 yorum

BABİL KARDEŞLİĞİ

İngiliz araştırmacı yazar David Icke’ye göre Sümer toplumunun gelişmesi ve en üst seviyeye çıkması, Mars’tan geldiği iddia edilen Aryan ırkın, Kafkas dağlarından Orta­doğu bölgesine doğru ilerlemesi ile mümkün olmuştu. Ger­çekten de Sümer, Mısır ve Indus Vadisinde aniden çok ile­ri uygarlık seviyesinde toplumlar ortaya çıkmıştı.

Bugün dünyayı kontrol eden kardeşlik örgütlerinin köke­ni Babil’in Aryan rahiplerine kadar uzanmaktadır.

Eski yazılara ve efsanelere göre, Babil’in kurucusu Nemrud’du. Güçlü Tiran Nemrud, bir dev olarak tasvir edilir. Arap inançlarına göre, Baalbek (Lübnan) deki herbiri 800 tonluk üç taşı ve ilginç yapıları inşa eden veya ettiren Nemrud’du. Nemrud ve karısı Kraliçe Semiramis “Titan­lar” diye bilinen bir kan bağından geliyorlardı. Bu devler veya Titanlar ırkı, Nuh’un soyundan geliyordu. Enoş kitabında tasvir edilen bebek, aşırı beyaz teni ile “Gözetleyici insan melezi” bir yaratıktı.

Daha fazlasını oku…

Kategoriler:Bilinmeyen, Tarih

İngiltere’nin Eski Tepe Figürleri

28 Mayıs 2012 2 yorum

İngiltere’deki tepelerin çimlerinde 3000 yılı aşkın bir süredir dev figürler ve jeoglifler oluşmuştur. İngiltere’nin farklı yerlerine dağılmış 56 tepeüstü figür vardır. Bunların çoğu, ülkenin güneyindeki yaylalardadır. Bu figürlerin içinde devler, atlar, haçlar ve askeri alayların rozetleri bulunmaktadır. Bu şekillerin çoğu son 300 yıl ve civarına tarihlense de birkaçı daha da eskidir. Muh­temelen içlerinde en ünlüsü Berkshire’daki gizemli fi­gür Uffington Beyaz Atı’dır. Son zamanlarda tarihi ye­niden araştırılmış ve eskiçağ Roma devri öncesi, Demir çağından kalma olduğunu gösteren önceki tahmindeki tarihlerden daha da eskiye dayandığı tespit edilmiştir.

Daha fazlasını oku…

Kategoriler:Bilinmeyen, Tarih

Stonehenge

16 Nisan 2012 2 yorum

Dünyanın birçok yerinde sırrı çözülemeyen yerler vardır ve bunların içinde en çok tanınanlarından birisi yılda bir milyon insanın ziyaret ettiği İngiltere´deki Stonehenge´dir. Günümüzün majisyenleri, gizem grupları Stonehenge´de her yıl törenler yapıp toplanıyorlar. Bazılarına göre Stonehenge, evrenin merkezini simgeliyor, bir diğer kitle, bu inanılmaz yapının dünyadışı canlılar tarafından yapıldığına inanıyor. İşin aslı ne? Bilinen tek birşey var; Stonehenge´in amacı gökle ilgili… Peki ya ötesi? Editörümüz M. Ata Nirun, Stonehenge´i gezdi…

Daha fazlasını oku…

Kategoriler:Bilinmeyen, Tarih

Eski Tarihin Eskimeyen Hatıraları: Megalitler

24 Haziran 2011 1 yorum

 

Bayım, bu büyük kalıntıların haşmet ve yöntemine mi, yoksa özgün yapıları ya da kullanımlarına ait bir tek iz ve söylence olmadan burada olmalarındaki kaderlerinin garipliğine mi hayran kalayım, bilemiyorum. RAHİP GROVER, 1847
Rahip Grover’in bu düşünceleri megalitlerin yüzyıllardır insanlar için taşıdığı çekiciliği ifade etmektedir. Geçmişten kalan bu megalitler, çok etkileyici ve harikulade yerlerdir ama onlar hakkındaki bilgilerimiz açısından da bir o kadar esrarengiz ve gariptirler. Yunanca “büyük” ve “taş” kelimelerinden üretilmiş “megalit”, yalnızca “büyük taş” demektir ve megalitik bir yapı da Stonehenge gibi büyük taşlardan oluşturulan bir yapıdır.

Daha fazlasını oku…

Kategoriler:Kültür, Tarih

Dünya’nın Kara ve Beyaz Enerji Akımı: Ley Hatları

16 Mayıs 2011 6 yorum


Dünya’nın kendine özgü doğal bir gücü ve enerjisi bulunuyor. Dünya her şeyi ile yaşayan bir organizma gibi düşünülür ve havası, toprağı, mineralleri, suyu, canlıları ile bir bütün olarak görülürse, onun bioelektrik enerjisinin varlığı yadsınmaz. İnsan bedenini saran sinir sisteminde akan enerji gibi, dünya yüzeyi altında da negatif ve pozitif radyasyon akımları var. Bunlar, yerin jeolojik yapısının elektriksel girdabından doğuyor ve enerji ağları olarak dünya’yı sarıyor. İşte bu; bir tür “Yaşam Gücü”dür.

Bu güç alanlarına ‘’Ley Hatları’’ adını veren Arkeolog Alfred Watkins olmuş. Antik haritalarda, önemli yapıların hep ayni hatlarda hizalanarak dönem dönem üst üste yapılandığını görmüş. Bu durumda, insanların topraktan akan enerji akımını tıpkı Akupunktur yönteminde olduğu gibi belirlemeye çalıştıkları ortaya çıkıyor. Watkins’e göre, ley hatları düz ve paralel bir şekilde yürüyordu. Böylece İngiltere’de yer alan birçok hattı belirledi. Stonehenge anıtı gibi (MÖ.2300) özel dikilmiş taşlarla, eskinin yapıtları bu gizemli enerjinin belirgin noktaları veya radyo alıcıları gibiydi. Aslında insanların, onlara uğurlu gelmeyen, sıklıkla kaza, hastalık ve sıkıntılara uğradıkları bir yerden taşındıklarında rahatladıklarını biliriz. Zira o mekan, onlara negatif gelen bir radyasyon akımı üzerindedir.

Daha fazlasını oku…

Kategoriler:Bilinmeyen

Atlantis’in İzinde

04 Mayıs 2011 Yorum bırakın
https://insanveevren.files.wordpress.com/2012/12/atlantis-03.jpg?w=600

ÇOĞU ARAŞTIRMACIYA GÖRE, günü­müzden yaklasık 11.000 yıl önce, Kuzey Afrika, Mısır’ın batısı ve İspanya’dan Kuzey İtalya’ya kadar Avrupa, Atlantis’in egemenli­ğindeydi. Bu büyük kıta, Herakles Sü­tunları’nın batısına (Cebelitarık Boğazı) kadar olan bir bölgeyi kapsıyordu. Atlantisli­ler Deniz Tanrısı Poseidon’un soyundandı. Bu Tanrı, ölümlü bir kadınla birleşmişti. Bir kıta kadar büyük olan ada, adını mitoloji kahra­manı Atlas’tan almıştı. Atlas Poseidon’un oğullarından biriydi.

Tarihi
Atlantis’in bir zamanlar var olduğunu kabul eden araştırmacılara bakılırsa, bu kıtanın tarihi şöyle: Atlantis binlerce yıl bolluk ve zenginlik içinde yaşadı. İçlerindeki Tanrısal özellik kuşaklar boyu sürdü. Erdemden başka her şeyi küçümsediler. Fakat zamanla o Tanrısal özellik yavaş yavaş kaybolmaya başladı. İşte o zaman hırs ve güç tüm benliklerini kapladı.

Komşularla savaş
Atlantisliler Avrupa ve Asya’da bulunan komşularına savaş açtılar. Saldırıya uğrayan­lar, özellikle Yunanlıların önderliğinde karşı
koydular. Bunların başında eski Atinalılar geliyordu. İşte bunun içindir ki, Atlantis konusunu ilk kez ortaya atan kişinin bir Ati­nalı olan İ’.ö. 4. yüzyılda yaşamış Eflatun olması hiç şaşırtıcı değildir.
O zamanlar eski Atina, cesareti ve asker­likteki ustalığıyla ünlüydü. Helenlerin de önderiydi. Bazıları bu birlikten ayrılırlar. Kalanlar ise yalnız başlarına savunmayı üst­lendiler. Atina çok büyük tehlikeler geçirdi. Ama sonunda istilacıları yendi. Bir müddet sonra da Atlantis’te büyük depremler ve sel felaketleri oldu. Atlantis adası da denizin derinliklerinde kayboldu …

Binlerce yıllık arşivler

Daha fazlasını oku…

Kategoriler:Bilinmeyen, Mu ve Atlantis

Nebra Diski (Gök Tekeri)

01 Mayıs 2011 Yorum bırakın

Nebra gök tekeri arkeolojik yöntemlerle MÖ 1600 yıllarına ait olduğu bulunan ve Almanya’nın Sachsen-Anhalt eyaletinde bulunan Nebra kazı alanında bulunduğu söylenen arkeolojik bir buluntudur. Yaklaşık 30 cm çapında, mavi-yeşil kayaç kiri kaplı, üzerinde güneş ya da dolunay olduğu sanılan, ayrıca içlerinde Ülker yıldız kümesinin de bulunduğu yıldızlar ve çok kürekli bir güneş teknesi olduğu düşünülen bir çok çizgi bulunan bir hilal şeklinde altın işleme işaretler bulunan bronz bir tekerdir. Bronz Çağı’nın Unetice kültürü ile bağlantılandırılır.
Eğer bu buluntu gerçek ise Avrupa Bronz Çağı’nda yaşayan Stonehenge’i yapan halkların gökbilimsel bilgileri ve yetenekleri üzerine yeni bir ışık tutacaktır. Gök tekerinin çevresine işlenen yayların açılarına bakılacak olursa Orta Avrupa’da bulunan Bronz Çağı kültürlerinin sanılandan daha erken zamanlarda çok karmaşık gökyüzü ölçümleri yaptığını gösterir.

Daha fazlasını oku…

Kategoriler:Bilinmeyen

Medeniyet Tarihinin Kumları Arasında Unutulan Kayıp Şehirler

15 Nisan 2011 1 yorum
Tikal, bugünkü Guatemala’daki yağmur ormanlarındaki Peten ilinin kuzeybatısında bulunan en büyük Maya kenti ve tören merkezidir. Güney düzlüklerindeki öteki Maya merkezleri gibi Tikal da orta oluşum döneminde (M.Ö. 900-300) küçük bir köydü. Geç oluşum döneminde (M.Ö. 300-M.S. 100) büyük piramit ve tapınakların yapılmasıyla önemli bir tören merkezi haline geldi. Klasik dönemde büyük saraylar, piramitler, alanlar yapıldı. Maya hiyeroglif yazısı ve karmaşık takvim sistemi ortaya çıktı, anıtsal heykeller ve vazo resimleriyle üstün bir Maya sanatı gelişti.

Daha fazlasını oku…

Kategoriler:Bilinmeyen, Tarih