Sümer Yaradılış Destanı Enuma Eliş’te Marduk (Nibiru)
Tanrıların Çobanı
Berlin devlet müzesinde bulunan VA/243 katalog nolu bir akkad silindir mührü gök cisimlerinin bilinen betimlemesinden oldukça farklıdır. Bu Sümerlilere göre güneş sistemini gösteren bir betimledir : on iki gök cismi içeren bir sistem.
Babil Kayıtlarında Marduk
‘Nineveh ve Babil Yıldız gözlemcilerinin Raporları’ adlı belgeye ve Zecharia Sitchin’in söz etmediği, ama oldukça kritik önem taşıyan bir başka astronomi kaydına, Marduk’un göklerde izlediği yola ilişkin başka ipuçları veren kısa bir paragrafa göz atalım:
Marduk, ortaya çıktığı anda
Umunpauddu’dur
İki saat (?) yükseldiğinde Sagmigar olur
Meridyen geçişini yaparken de
Nibiru’dur
Astronomi Tarihi
Astronomi en eski bilim dallarından biridir. Bu nedenle genelde bilim tarihi büyük ölçüde astronomi tarihinden oluşur. Astronomi tarih öncesi dönemlerden bu yana gelişmesi sırasında matematik, fizik gibi başka birçok bilim dallarının da gelişmesine neden olmuştur. Ay ve Güneş tutulmaları, yıldız yağmurları, gök taşı düşmesi, kuyruklu yıldız görünmesi gibi birçok ilginç olay insanların dikkatini astronomik olaylara çekmiş, bu tür olayların sistematik bir şekide izlenip kayıtlarının tutulması ve kayıtların yorumlanarak sonuçlar çıkarılması astronominin gelişmesini sağlamıştır.
Geleceği Öngörmek
Yaşamın içinde var olurken, tuhaf sürprizlerle karşılaşmamak mümkün değildir. Bazen öyle bir an olur ki, bir dakika önceki siz ile bir dakika sonraki siz bambaşka olursunuz. Bu yüzden birkaç dakika sonrasını bile kestirmek mümkün değildir. Verdiğimiz kararın etkisi ne olacak? Eğer akışa bırakırsak seyir nereye gidecek? Bir gün sonra hala aynı ruh halinde kalabilecek miyim? Bunlar her ne kadar basit sorular gibi gözükse de, daha objektif bir bakış açısıyla bilinemezlikler içeriyor.
Atlantis’in İzinde
ÇOĞU ARAŞTIRMACIYA GÖRE, günümüzden yaklasık 11.000 yıl önce, Kuzey Afrika, Mısır’ın batısı ve İspanya’dan Kuzey İtalya’ya kadar Avrupa, Atlantis’in egemenliğindeydi. Bu büyük kıta, Herakles Sütunları’nın batısına (Cebelitarık Boğazı) kadar olan bir bölgeyi kapsıyordu. Atlantisliler Deniz Tanrısı Poseidon’un soyundandı. Bu Tanrı, ölümlü bir kadınla birleşmişti. Bir kıta kadar büyük olan ada, adını mitoloji kahramanı Atlas’tan almıştı. Atlas Poseidon’un oğullarından biriydi.
Tarihi
Atlantis’in bir zamanlar var olduğunu kabul eden araştırmacılara bakılırsa, bu kıtanın tarihi şöyle: Atlantis binlerce yıl bolluk ve zenginlik içinde yaşadı. İçlerindeki Tanrısal özellik kuşaklar boyu sürdü. Erdemden başka her şeyi küçümsediler. Fakat zamanla o Tanrısal özellik yavaş yavaş kaybolmaya başladı. İşte o zaman hırs ve güç tüm benliklerini kapladı.
Komşularla savaş
Atlantisliler Avrupa ve Asya’da bulunan komşularına savaş açtılar. Saldırıya uğrayanlar, özellikle Yunanlıların önderliğinde karşı
koydular. Bunların başında eski Atinalılar geliyordu. İşte bunun içindir ki, Atlantis konusunu ilk kez ortaya atan kişinin bir Atinalı olan İ’.ö. 4. yüzyılda yaşamış Eflatun olması hiç şaşırtıcı değildir.
O zamanlar eski Atina, cesareti ve askerlikteki ustalığıyla ünlüydü. Helenlerin de önderiydi. Bazıları bu birlikten ayrılırlar. Kalanlar ise yalnız başlarına savunmayı üstlendiler. Atina çok büyük tehlikeler geçirdi. Ama sonunda istilacıları yendi. Bir müddet sonra da Atlantis’te büyük depremler ve sel felaketleri oldu. Atlantis adası da denizin derinliklerinde kayboldu …
Binlerce yıllık arşivler
Gizlice Gömülen Ohio Yılanı
AVRUPA’DAN KUZEY AMERİKA’YA göçenler, batıya doğru yayıldılar. Irmak boylarına, ovalara ve ağaçlıklı bölgelere yerleştiler. Bu yayılma sırasında, daha önceden yok olmuş, yoğun nüfuslu, güçlü uygarlıklar izleriyle karşılaştılar. Özellikle Büyük Missis-sippi, Miami ve Ohio ırmaklarının üzerindeki yükseltilerde çok sayıda kalıntı bulundu. Bu kalıntılar toprak tepecikler, höyükler ve çitlerdi. Binlerce dönümlük arazisinin her yanına yayılmışlardı. St. Louis’ dekiler gibi yapay tepelerin üzerinde tapınaklar vardı.
Ay Aslında Yapay Bir Uydumu ?
Biz, ona(Ay’a), menziller (haller) takdir ettik, ta ki, kurumuş bir hurma dalına benzer bir yol izleyinceye kadar. Ne Güneş, Ay’a erişip-yetişebilir, ne de gece, gündüzün önüne geçebilir. Her biri, bir yörüngede yüzmektedir.” [1]
“(Allah), gökleri ve Arz’ı, hak olarak yarattı. Geceyi, gündüzün üstüne, gündüzü de, gecenin üstüne sarıp-örtüyor. Güneş’e ve Ay’a boyun eğdirdi. Her biri (yörüngesinde), belirli bir süreye kadar hareket eder. Dikkat et! O (Allah), Aziz (üstün-şerefli) ve Ğafur (bağışlayan)’dur.” [2]
“Hayır; Ay’a and olsun, Döndüğü zaman geceye, Aydınlandığı zaman sabaha, Muhakkak o, büyük (ayetlerden) biridir. Beşer için, bir uyarıdır.” [3]
Cahillikler Kitabı’ndan Enteresan Bilgiler: Sorular ve Yanıtlar…
Dua edin şu ana kadar görülen en büyük numunenin boyutlarına ulaşmasın. Bu numune 890 hektarlık bir alan kaplıyor ve yaşı 2000 ile 8000 arasında. Bu mantarın çok büyük bir bölümü, dokunaç benzeri beyaz miselyumlardan oluşan devasa bir saç yığını şeklinde yer altında bulunuyor. Bunlar ağaç kökleri boyunca yayılarak ağaçları öldürür ve bal mantarlarının zararsız görünümlü kümeleri olarak ara sıra toprağın üstünde görünürler.
Oregon’un dev bal mantarının orman boyunca ayrı kümelerde büyüdüğü sanılıyordu, ama araştırmacılar bu mantarın dünyanın en büyük tek parça organizması olduğunu ortaya çıkardılar.
Düşler Gezegeni – Dünyamızı Kendimiz Yokediyoruz
Kalem oynatma meraklısıysan, hele gökyüzünün derinliklerine sevdalanmışsan ve serde hasbelkader müzikle de haşır neşir olmak varsa hayal gücün zengin olur.
Yeryüzündeki haksızlıkları, altüst olmuş dengeleri, hiç uğruna akıtılan kanları gördükçe için sızlar isyan edesin gelir. Hayallerine sığınırsın; özgürlüğü, barışı, kardeşliği, dostluğu, cömertliği yüksek erdemler değil de sıradan meziyetler sayan “Düşler Gezegeni”nde yaşamak istersin.
Küçüklüğümde dünya hakkında edindiğim ilk izlenimler burasının haksızlıklarla dolu adaletsiz yanlış bir yer olduğuydu.
Çok içten arzuladığım gözümün önünden hala gitmeyen gerçekleşsin istediğim bir düşüm vardı. Uzaydan birileri gelsin ister adına “Mehdi” densin ister “Kurtarıcı” ister “Ulu Manitu”… İsmi önemli değil, yeter ki dünyadaki iki ayaklı canavarların haddini bildirsin, adaletsizlikleri gidersin…
Son Yorumlar