Başlangıç > Astronomi - Uzay, Bilinmeyen > Foton Kuşağı: Gerçekmi Yoksa Kurgumu?

Foton Kuşağı: Gerçekmi Yoksa Kurgumu?

Foton Kuşağı nedir? Son yıllarda adını sıkça duyar olduğumuz bu olgu gerçekmi yoksa bir aldatmacadan mı ibaret?.. 
Bu makalede Foton Kuşağı’nın tanımı, gerçekliği halinde olası etkileri ile her iki görüşe ait düşünceler ve karşılaştırmalar yer almaktadır. 
Karşımıza çıkan herhangi bir sağlam bilimsel veri yok. Tüm kaynaklarda bilimsel bir kanıtın öne sürülmediğinden bahsediliyor, zira geçerli kanıtlar da yok deniliyor. Elde olan tek şey birkaç bilim adamı ve astronomun tezlerinden ve araştırmalarından ibaret. Zaten bu konu üzerinde araştırmalar yapan bilim adamları da bulundukları yerlerden uzaklaştırılmışlar. Elde olan veriler, bilinen döngünün 26.ooo yıl olduğu, bu geçişin belirtisi olan Schumann Rezonansı’nın değişimi ve Foton Kuşağı içerisinde bulunan yıldızların varlığından ibaret. Açıkça bir kanıt ortaya konulamamış. Foton Kuşağı güçlü elektromanyetik radyasyona sahiplik eden yoğun bir uzay boşluğu ve bazı x-ışınlarını da içermekte. Galaksi içerisine akan manyetik bir ışık olarak ta tanımlayabiliriz.

Edmun Halley tarafından keşfedildi

Keşif, ingiliz astronom Sir Edmund Halley’in (1656-1742) günlerinde başlayan Pleiades çalışmalarıyla başladı. Halley, bu yıldız grubundaki 3 yıldızın Yunanlılar tarafından belirtilen yıldızlar arasında bulunmadığını ortaya çıkardı. Yunan astronomlar ya da Halley yanılmış olabilir miydi? 1991 yılında yayınlanan bir makalede sunulan diagrama göre 6 yıldız; Merope, Atlas, Teygeta, Electra, Coeleno ve güneşimiz Pleiades’in bir yıldızı olan Alcyone’nin yörüngesindeler.Daha sonra Halley şu sonuca vardı: Pleiades takımı belli bir hareket sistemiyle ilerliyordu. Bu tez, Frederick Wilhelm tarafından onaylandı. Pleiades, her yüzyıl için 5.5 saniye kesin bir hareketle döngüsüne devam ediyordu.

Altı gün içinde Dünya’nın tamamen değişeceği iddia ediliyor

Foton Kuşağının merkez alanına girilmesiyle birlikte yaşanılması beklenen fiziksel ilk etkileşimler ise şu şekilde sıralanıyor yayınlanan bir çok raporda:

1. gün: 21 Aralık 2012’de kör bölgeye giriş, tüm canlıların beden tipinin değişmesi, hiçbir elektrik aygıtının çalışmaması, tam karanlık.
2. gün: Atmosfer basıncının düşmesi, herkesin kendisini şişmiş hissetmesi, Güneş’in yeterli ısıtamaması, dünya ikliminin soğuması (buzul çağı soğuğu).
3.-4. gün: Atmosferin şafak vakti gibi sönük bir ışıkla aydınlanması, foton etkisinin başlaması, foton enerjili aygıtların çalışabilir hale geçmesi, yıldızların yeniden gökyüzünde belirmeleri.

5.-6. gün: 24 saatlik gündüz devresine giriş, kör bölgeden çıkıp ana foton kuşağına giriş, tüm canlıların güçlenip zindeleşmeleri, dünya ikliminin ısınması, foton ışınıyla çalışan gemilerin uzayda yolculuk yapmaya başlaması, telepati, telekinezi gibi psişik yeteneklerin ortaya çıkışı (uyanış, süperbilinç).

Foton Kuşağı etkisine ilk kez Atlantis devrinde girildiği sanılıyor

Kuşağın başlangıç noktası, küçük bir atom parçası ve onun yörüngesinde olan bir grup elektrondan ibaret. İngiliz fizikçi Paul Adrian Maurice Dirac, her bir partikül için bir anti-partikül bulunduğunu öne sürmüştü. 1932’de Carl David Anderson bu anti-partikülü buldu ve ona “positron” adını verdi. 1956’da anti-proton ve anti-nötron keşfedildi. Bir anti-partkül şekillendiğinde, sıradan bir partiküller evreninde meydana gelir ve bu, bir elektronla buluşup çarpışmasından önce bir anlıktır. Bu çiftin toplam kütlesi “Foton” formunda enerjiye dönüşür. Bu yeni ve önceden görülmemiş bir enerji kaynağı gücü sunar.

1961 yılında uydu kaynaklı araçlar tarafından bir foton kuşağı keşfedildi. Bu kuşağın gezegenimizden 400 ışık yılı uzakta olduğu açıklandı. Astronom Jose Comas Sola yedi yıldızlı Pleiades takımı üzerinde özel bir çalışma yaptı ve bir sistem oluşturduklarını keşfetti, ki bizim güneşimiz ve daha pek çok yıldız da bu sistemin parçalarıydılar ve her biri kendi gezegensel sistemlerine sahipti. Güneşimiz bu sistem yörüngesini 24.000 yılda tamamlıyor. Bu 24.000 yıl iki bölümde alınıyor; 10.000 yılı karanlık (ya da Galaktik Gece), 2000 yıl ise Foton Kuşağı’nın ışığında geçirildiği sanılıyor. Ve bazı bilim adamları tarafından, bulunduğumuz dönemin ışık bölgesine geçiş olduğu tahmin edilmekte. Tahmin edildiğine göre böyle bir olay dünyanın oluşumundan beri bir kez deneyimlendi ve bu tarihin de Atlantis devrine rastladığı öne sürülüyor.

Foton Kuşağı temel olarak 3 elementi içermekte. İlki, “Null Zone” (sıfır bölgesi). Bu bölge, madde ve madde olmayan parçaların kuşağın proton parçalarını oluşturmak için çarpıştıkları bölge. Burası ayrıca Pleiades yıldız sisteminin elektromanyetik alanlarının etkisiz bırakıldığı yer. Bu süreç, bilinçlilik seviyelerimizi değiştirecek ve evren yapısına farklı bir açıdan bakmamızı sağlayacak. Diğer bölme ise foton ırmağı ile sıfır bölgesinin (null zone) iç kenarı arasında olan akım alanı. Bu bölgeye geçişle daha yüksek boyuta geçiş imkanına sahip olunacak.

2012’de Işık devrine geçiş yapılacağı söyleniyor

Foton Kuşağı, Dünya ile çarpışmak üzere olan yoğun bir foton(ışık parçacıkları) enerji bandı olarak rapor ediliyor. Ulaştığında 5 günlük bir karanlık, elektriksizlik, yoğun ufo inişleri, insanlık için psişik yeteneklerin ortaya çıkması, insan bedeninde oluşan değişimler (transformasyonlar) ve daha pek çok değişim beklenmekte. Şu anda karanlık dönemin sonunda olduğumuz ve bu dönemin 2012’de son bularak 2000 yıllık “ışık” devrine geçiş yapılacağı söyleniyor. Yıldız aktivasyonu güneş sistemimizin Pleiades (Alcyone yıldızı), Sirius, Arcturus, Orion ve Andromeda ile aynı sıraya dizilmesi ile başlayacak. Yaşanılacağı tahmin edilen en büyük deneyim ise, bu kuşağa girildiğinde, şu anda bulunduğumuz 3. boyuttan 5. boyuta yükseleceğimiz. Bu sıçrayış elbette ki beraberinde bir çok farklılık ve mutasyonlar getirecek. Şimdiden deneyimlediğimiz olaylar da aslında bu sıçrayışı doğrular nitelikte: ciddi iklim değişiklikleri, kıta transferleri, v.s. Ayrıca bu kuşağa girildiğinde bilinçlilik boyutlarının her birine geçiş imkanına sahip olacağımız tahmin ediliyor. Şu anda küresel bilinç değişiminin sonuçlarını da birebir deneyimliyoruz aslında. Dünyayı kasıp kavuran savaş ortamı, toplumlar arası anlaşmazlıklar, politik sürtüşmeler ve olagelen olumsuzlukların da bu geçiş döneminde, ya da “null zone”da bulunmamızdan dolayı olduğunu düşünebiliriz.

Bütün canlılardaki değişim

Yaşadığımız bu dönem ve beklenen değişimler kutsal kitaplarda, mitolojide ve bilim adamları tarafından da ayrıntılı şekilde incelenmişti. Raporlara göre, Foton Kuşağı’na girildiğinde, gökyüzü ateş gibi gözükecek, ancak soğuk olacak. Bu değişim ve yansımalar elbette ki içine girilen kuşağın etkileriyle birlikte ortaya çıkan kimyevi değişimler ve tranformasyonların sonucunda kendilerini açığa çıkaracaklardır. Kuşağa ilk önce güneşimizin girmesi halinde ani bir karanlığın olması da söz konusu, ki bu sürenin 110 saat kadar sürmesi tahmin ediliyor. Güneşsel radyasyon ve Foton Kuşağı’nın arasındaki etkileşim gökyüzünün yıldızlarla dolu gibi gözükmesine neden olacak. Dünya bu kuşağa girdikçe tüm moleküller uyarılmış olacak ve atomlar mutasyona uğrayacaklar. Bu duruma bağlı olarak fiziksel yapılarda (insanla birlikte hayvan ve bitki aleminde de) farklılıkların meydana gelmesi bekleniyor tabii ki.

Null Zone ve Schumann Rezonansı

Bu kuşağa girmeden önce, yani bu zamanda, “Null Zone” (sıfır bölgesi) denilen zaman deneyimlenmekte. Bu dönem boyunca sismik aktivite ve volkanik hareketlenme görülüyor. Ayrıca iklim değişiklikleri ve buna bağlı olarak şiddetli tayfunlar, fırtınalar ve hortumlar gözlemleniyor. “Null Zone”, bir başka deyişle, madde ve madde olmayan bütün partiküllerin yok edildiği yer. Oluşacağı beklenen bu foton etkisi çok önemli, zira bize yeni bir enerji kaynağı sunacak. Bu kaynak, doğal olarak fosil yakıtlara bir son verecek ve bunun sonucunda da tahmin edildiği üzere daha yaşanılabilir bir dünya oluşturulmuş olacak. Bu bölgeye geçişin kanıtı olarak gösterilen en güçlü kaynak ise Schumann Rezonansı. Dünya’nın kalp atışı olarak nitelendirilen bu titreşim daha önceki zamanlarda 8.1 iken günümüzde 12.1’e yükselmiş durumda, ve hızla yükselmekte. 13.0 olduğunda ise “Null Zone”un tamamlanmış olacağı rapor ediliyor. Astrofiziksel hesaplamalara göre Foton Kuşağı’na saatte 208.800 km hızla gireceğiz. Kuşağın enerjisi fiziksel sonuçların yanında eterik ve spiritüel anlamda da kendini gösterecek.

Bilimsel veriler, ciddi ve hızlı bir değişim olduğuna işaret ediyor

Rus bilim adamları tarafından açıklanan değişimler de galaksinin merkezinden gelen enerjinin varlığını teyit eder yönde. Dr.Alexey N.Dmitriev’in çalışması gösteriyor ki gezegenlerin atmosferleri, gezegenlerin kendileriyle birlikte büyük bir hızla değişim geçiriyor. Örneğin Mars atmosferi zamanla daha kalınlaşıyor; Ay, kendi atmosferini oluşturmakta. Ya da bu tarz bir değişimi kendi gezegenimizde görebiliyoruz: atmosferdeki HO(hidroksit) oranı daha önce hiç ölçülmediği kadar fazla. Bu oran küresel ısınma, florkarbon emilimleri ya da bu tarz oluşumlar sonucu oluşmuyor; sadece kendilerini gösteriyorlar. İyonosfer tabakasında plazma jenerasyonu, magnetosferde magnetik fırtınalar, atmosferde ise siklonlar aracılığı ile enerji boşalımları oluşumları gözlemleniyor. Daha önceden nadir rastlanan atmosferik yüksek enerji fenomenine artık daha sık ve yoğun rastlanmakta. Gaz-plazma zarfının maddesel birleşimi de transforme olmaktadır. Gezegenlerin manyetik alanları ya da parlaklıkları da hızla değişiyor, artıyor. Jüpiter, Venüs, Uranüs ve Neptün, bu sonuçların alındığı gezegenlerden.

Rus Ulusal Bilim Akademisi Foton Kuşağı üstüne çalışmalar yapıyor

Dünyamızda eyleme geçmiş olan transformasyonlar ise aşikar. Gün be gün artan sismik aktivasyon, volkanik hareketlenmeler ve diğer bir çok doğal felaketler elbette ki gözlerden kaçmıyor. Dr.Dmitriev’in belirttiği ve dikkat çektiği nokta ise bu çeşit bir değişimin dünyada daha önce 10.000 yıl önce görülmesi. Burada göze çarpan ve bazı topluluklar tarafından ortaya atılan konu ise güneş ile dünyanın değişimleri arasındaki bağlantı. Maalesef bu tarz konularda çoğu bilgi ifşa edilmiyor. Bu tarz araştırmaların yapıldığı bir merkez de Sibirya’daki Rus Ulusal Bilim Akademisi. Burada yapılan çalışmalar sonucu edinilen bilgi ise şöyle: Şu anda Güneş Sistemi’nde yaşanılan enerjisel değişimin tek olası sebebi farklı-daha yüksek olan bir enerji alanına giriyor olmamız olabilir. Ve bu yüksek enerjiye geçişin sonucunda DNA spirallerinin kendileri de değişim geçirmekteler. Şimdiye kadar hayatımızda yer alan bilim araştırmaları sonucu elde ettiğimiz bilgilerle ortaya çıkarılan 2 sarmallı DNA yapısı hızla mutasyona uğramaktadır. Bu sıçrayışla da bu sarmalın 2’den 12’ye çıkacağı biliniyor. Bu enerji emiliminin Güneş Sistemi’ndeki tüm maddelerin özünü değiştireceği bekleniyor, ki bir bir de deneyimliyoruz çevremizde.

Aslında tüm bunlar, hücresel ya da ruhsal boyutta olsun, bize pek yabancı değil. Çevremizde her an deneyimlediğimiz olayların dökümü sadece. Kainata dikkatlice baktığımızda ve onu içsel sesimizle dinlediğimizde bunlardan farklı bir şey duymayacağımız da aşikar. Hergün yaşadığımız ve gün geçtikçe artan doğal felaketler, politik sürtüşmeler, savaşlar, içsel değişimler binlerce yıldır beklenilen dönemin getirileri elbette. Bunların hepsi asırlardır bekleniyordu; kutsal kitaplarda olsun, kadim medeniyetlerin yazıtlarında olsun her zaman karşımıza çıktılar. Şimdi ise bu değişime tanık oluyoruz ve yeni dönemin getirdiği farklılıklara yaşamlarımızı adapte etmeye hazırlanıyoruz. Zira başka seçeneğimiz de yok; ya değişimi kabul edecek ve “bir” olacağız, ya da eski enerji ile birlikte savrulmayı göze alacağız.

 

ÜÇ GÜNLÜK KARANLIK

F. Joseph Montagna tarafından derlenmiştir. (Kirael’in BÜYÜK DEĞİŞİM kitabından alınmıştır.)

Derin bir endişeyi ifade ederek başlamama izin verin. Üç Günlük Karanlık, korku ve panik ile değil, Dünya’nın 4. Boyuta yükselişi ile ilgilidir. Lütfen anlayın, bu sadece sizi yükseliş işlemine hazırlamak için bir girişimdir. Bu Değişim, sevgi ile ilgilidir, ve hissettiğiniz korku kendi seçiminizdir. Akıllıca seçim yapın, dostlarım, çünkü Değişim, farkındalığın uyanışının başlangıcı olacak.

Aslında Üç Günlük Karanlık, Dünya Ananın Foton Kuşağına girişi ile ilgilidir. Bu olay Üç Karanlık Günü kapsamaktadır ve bu Değişimin ya da 4. boyuta (5. boyuta) yükselişin müjdecisi olacaktır. Bu dönem boyunca size neler olacağı hakkında kısa bir özet yapmama izin verin. Bütün olay 7 ya da 10 günlük bir dönemde gerçekleşecek fakat lütfen bu rakamların kesin olduğunu düşünmeyin, çünkü 1 gün az ya da çok olabilir.

İLK GÜN

İlk gün, tam tamına bir kargaşa hissi olacak. Bu korku yaratmak için tasarlanmamıştır. Evet, Yaratıcı korkuya izin verir, ama siz bu korkuya kapılmak zorunda değilsiniz. Bu yazıyı okuyanlar, o dönemde ortaya çıkacak olaylara önceden hazırlanmış olacak. Hala korkuyu önlemek için çaba sarf etmelisiniz, çünkü bu olay bütün Dünyada nüfuz edecek. Bu, herkesin korkularını iyileştirerek Değişimi gerçekleştirdiğinden emin olmak için Işık Varlıkları tarafından planlanmıştır. Ve yine, korku içinde yaşadığınız için, aslında bu korkudan birçok iyi şey yaratıyorsunuz. Korkularınızı iyileştirmek, tamamen, Yaratıcı’nın planının bir parçasıdır.

Bu, şimdi neden şu anki korkularınızı ele almanızın gerektiğinin başka bir nedenidir. Korkularınızın üstesinden gelmede ve onları yok etmede deneyim kazandıkça, Değişim ile daha iyi başa çıkabileceksiniz.

Bugünlerde uğraştığınız bazı korkularınız şöyle senaryolar içermekte: Faturalarım ödenecek mi? Evli kalacak mıyım, kalmazsam eğer ne yapacağım? Bütün paramı aptal bir yatırımda kaybedecek miyim? Evet, bunların hepsi gerçek, fakat yapmanız gereken tek şey probleme karşı koymak, ve onu (bilincinizde) berraklık yaratacak noktadan ele almaya hazır/gönüllü olmak. Böylece, daha az korkutucu ve yönetilebilir olacaktır.

İşte bu yüzden kendinizi tanıma çalışmalarınızı ve diğer derslerinizi zamanında tamamlamanız vurgulanmaktadır. Korkularınızın üstesinden gelmeyi mümkün olduğu kadar iyi öğrendiğinizde, Değişim bir kabustan çok bir macera haline gelecektir. Uygulama/çalışma mükemmeli getirir.

İlk gün boyunca, kitlesel hastalık ve görünüşte yıkıcı bölünme illüzyonu ile titreşeceksiniz. Tam anlamıyla 3. Boyutu terk edecek ve 4. Boyuta gireceksiniz, Foton Enerjisiyle birlikte. Dünyanın değişimini o güne kadar hiç deneyimlemediğiniz kadar çok hissedeceksiniz. İlk 12 saatte ya da gün boyunca, pek ortalıklarda dolanmak istemeyeceksiniz. Durağan kalmaya zorlanacaksınız.

Bu Dünya Ananın ani fren yapma yöntemidir. Bu dönem boyunca, kendini sarsacak ve birçok özelliğini yeniden düzenleyecek. Bütün bunların hepsi daha şimdiden planlanmıştır ve Dünya kendini yok etmeden ne kadar ileri gideceğini tabi ki bilmektedir. Bu sizin ilk işaretiniz olacak #8211; kitlesel kargaşanın ortaya çıkışıyla onu takip eden Dünya ananın gürlemeleri.

Buna göre daha önemli bir çok deprem yaşadınız bile. Aslında, bu sefer depremler hemen hemen sıradan bir hale gelecek. Sizin 8 ya da 9 Rihter Ölçeğinizden bahsetmiyorum, daha çok 5 ya da 6 hatta daha az, çünkü bu Dünya Ananın kendini Değişime hazırladığına işaret etme şeklidir. Bununla birlikte, kendini, boyut enerjisinin 3.den 4.ye ilerlediği ve Foton Kuşağı enerjisinin Dünyayı içine çekmeye başladığı son Değişim pozisyonuna yerleştirdiğinde, 3. Boyuttaki son dönüş aşamasını hazırlayacak. Sonuç olarak, yaklaşık ilk günün 12 veya 16 saat sonrası, kalan zamanlar tam anlamıyla zor olacak. Lütfen panik yapmayın! Kaç kere hatırlatılmaya ihtiyaç duyuyorsunuz biliyor musunuz? Lütfen panik yapmayın! Bu ilk saatlerde sakin kalabilirseniz, her şey yerine oturmaya başlayacak çünkü başlangıçtaki deprem sarsıntıları ve bölünmeler şiddetle azalmaya başlayacak.

Ortaya çıkmaya başlayacak diğer özellikler, sıcaklıkta ve güneş ışığında azalmalar içerecek. Daha sonraki birkaç gün boyunca hava akşam üstü gibi olmaya başlayacak. Bu noktadan itibaren çok fazla güneş ışığı görmeyeceksiniz, en az bu değişimi atlatana kadar.

Bu zaman süresince, dehşet verici bir uyanış meydana gelmeye başlayacak. Psişik / telepatik yetilerinize bağlı olarak, öbür tarafa geçmiş olan arkadaşlarınız ve akrabalarınız sizinle iletişime geçebilecekler. Bu sizin, bir çoğunuzun daha önce hiç deneyimlemediği / yaşamadığı bir biçimde görevinizi yerine getirmenize imkan verecek. Bu, son yıllarda bir çok ruhsal rehberin size neden şiddetle MEDİTASYON yapmanızı önermesinin bir başka sebebidir. Bu söz vurgulanmalıdır, ona önem vermeniz gerektiği için.

İKİNCİ GÜN

Bu gün, artan karanlık bütün Dünya’ya nüfuz etmeye başlayacak, daha önce hiç yaşamadığınız / hissetmediğiniz bir soğukla birlikte. Bu derin bir soğuk olacak çünkü içinize işleyecek. Bu zamanda, karbon temelli olmayan diğer varlıklarla da bağlantı kuracaksınız. Bu, neden korkuya dayalı bir hayat yaşayamayacağınızın bir başka sebebidir, yüzleşeceğiniz şey en büyük sınavınızın bir kısmı olacak. Anlamanız gereken tek şey; BU BİR TEST! Yapmanız gereken şey Işığı üstünüzde tutmak, böylece farkındalığınız yükselecek ve sınav yok olacak.

Üçüncü gün, Dünya Ana tamamıyla Foton Kuşağına girmiş olacak ve Dördüncü Boyuta gerçek geçiş meydana gelecek. Bu zamanda, Foton Enerjisi Yeryüzünü tamamen saracak, ve Üç Günlük Karanlık başlayacak. Foton Kuşağının dış bandı, üçüncü boyutun özünü temizleyip dördüncü boyut enerjisini ateşleyebilmek için son derece yoğundur. Karanlık varolacak çünkü ışık parçacıkları o kadar yoğunlaşacak ki “yok” görünümü alacaklar. Bu dış banttan çıkış yaklaşık üç
gün sürecek ve tamamıyla karanlığın içine çekilmişsiniz gibi görünecek. Zamana takılıp kalmamaya çok dikkat edin, aldatıcı olacaktır ve enerjinin yerleşmesinin ve sakinleşmesinin daha uzun sürmesine sebep olacaktır.

Foton Enerjisi, içine girildikçe, güneş ışığını tamamen engelleyecektir. Bu gerçek bir karanlık oluşturacaktır. Foton Kuşağının özü güneş ışığını engelleyebilecek güçtedir. Her nasılsa, güneşin termal enerjisinin bir kısmı Foton Enerjisini delip geçebilecektir, böylece bir “Buz Çağı” yaşamayacaksınız. O kadar şiddetli olmayacak ama inanın ki çok soğuk olacak. Bedeniniz, bir çoğunuzun deneyimleyeceği hareketsizliğin karşılığında titreşimsel bir değişime uğrayacak.

Dışarıya çıkıp sorunları halletmeye çalışmak hiçbir şey ifade etmeyecek. Aşağı inip köşedeki dükkan açık mı diye bakmaya gitmeye çalışmak gerekmeyecek. Açlıktan ölmeyeceksiniz. Üç günde kimse açlıktan ölmez. İlk aşamada, ****bolizmanız değişecek böylece yemek ihtiyacı hissetmeyeceksiniz. Onun yerine sadece çok hafif maddeler yiyeceksiniz. Başlangıçta, sadece Yaratıcının Işıktan oluşturduğu bitki alemi var olacak. Bu, Yaratıcının size sağladığı ama her nedense bu noktaya kadar akıllıca yararlanamadığınız bir şeydir. Artık bu bitkileri sadece akıllıca kullanmakla kalmayıp titreşimlerinin gerçek özünü / aslını da öğreneceksiniz. Eminim ki bazılarınız bu duruma uyumlanmakta zorluk çekecek, fakat birçoğunuz bu yeni yiyecek kaynağından zevk alacak.

Aynı zamanda bu olay gerçekten Yeryüzünü içine çekecek, bu olayı tamamıyla yaşamak kaderinde olanlar, titreşimsel beden transferi ve hareket birliği hakkında zaten bilgilenmiş durumda olacak, böylece fiziksel öz tamamen korunmuş olacak. Bütün bu günlük / olağan seviyede öğrendiğiniz şeyler çok uzak gelecekte olmayan o zamana bir hazırlanış şekli.

Bu üç günlük karanlık ve soğuk döneminin ortasında, dünya populasyonunun çoğu güçsüz ve hareketsiz halde olacak. Öyle yavaşlamış olacaksınız ki bu üç gün şimdiki zamandaki gibi geçmeyecek, ve böylece korkunun bir kısmı ortadan kaldırılmış olacak. Yoğunluğun bu kısmından geçişinizi zar zor hatırlayacaksınız. Bu olay başladıktan ve üç günün ilk gününü geçirdikten sonra, kendi içinizde tamamen kış uykusu halini alacaksınız.

GEÇİŞTEN SONRA

Bu karanlık günlerden çıkışınız en uç beklentilerinizin bile ötesinde olacak. Karanlık dağılınca, günışığı gelmeden önce başka bir 2 ya da 3 günlük bir dönem yaşayacaksınız. Bu dönemde hava akşam karanlığı gibi olacak. İlk adımınızı attığınızda daha önceki gibi ayaklarınızın artık yere değmediğini farkedeceksiniz. Havada sıçrayabildiğinizi, bir süre orada kalabildiğinizi, yavaşça yere inebildiğinizi keşfedeceksiniz. Yeni enerjinin hala yoğun olduğu bölümler olacak, yani bazen aldatıcı durumlar olabilir.

Bedeninizin içinde hareket eden bir şey hissedeceksiniz, ve bedeninizi içinizde ışık saçan bu yeni enerji ile doldurabildiğinizi keşfedeceksiniz. Yeni sizi içine çeken bu yeni hissi seveceksiniz.

Bu yenilikle baş etmeyi yeni realitede size yardımcı olacak öğretmenlerin rehberliğinde öğrenmeniz iki yıldan dört yıla kadar bir zaman dilimi gerektirecek. Bu öğretmenler paylaştıkları için onurlandırılacaklar ve siz de onları takdir edeceksiniz. Şimdi neden hepimizin derslerimizi Geçişten önce tamamlamamız gerektiğini anlamaya başlıyor musunuz? Böylece, daha sonra bunları deneyimlemeye gerek kalmayacak.

Tamamlanmamış her deneyimi direkt olarak bu yeni realiteye taşıyacaksınız, bu nedenle Geçişten önce mümkün olduğunca hazır olun ki diğerleri yeni hızda ilerlerken siz değerli vaktinizi onlarla boşa harcamayın.
Onca zaman geçmesine rağmen neden hala acıkmadığınızı merak edeceksiniz. En ufak bir açlık hissetmemekle kalmayıp, vücudunuzdaki yağlar / şişmanlık da, hepsi olmasa da çoğu, yok olacak. En sonunda açlık duyduğunuzda, Yaratıcının bizim için yetiştirdiklerini yemek ihtiyacı hissettiğinizi fark edeceksiniz. Aslında hep orada olan ama daha önce asla farkedemediğiniz bitkileri göreceksiniz. Birini alacak, ağzınıza atacaksınız ve o da yavaşça ağzınızda çözülecek ve siz de enerjisinin sisteminizde ortaya çıkışını hissedeceksiniz. Ve sonra birden değişik nefes aldığınızı fark edeceksiniz. Nefesiniz başınızın tepesinden gelecek ve alışılmadık bir biçimde tamamen bedeninizi dolduracak. Böylece, Geçişten sonraki ilk birkaç gün, daha önce deneyimlediğinizden, alışık olduğunuzdan farklı olan her şeyle işlev görmeyi öğrenmekle geçecek.

Bir çok yeni şey, yeni ve aydınlanmış düşüncelerinizi meşgul edecek. Bütün düşünme sisteminiz fazlasıyla açık olacak, ve hafızanız hazır olduğunuzun da ötesinde olacak. Yaklaşık 2000 yıl boyunca Dördüncü Boyutun zevkine varacaksınız.

Genel anlamda, dostlarım, bu sarsıcı bir dönem gibi görünmesine rağmen, (bu dönem) toplu aydınlanma sürecinin başlangıcıdır. Hepiniz, bir çok yaşam boyunca yükselişin tamamını hatırlamak için hazırlanıyorsunuz. Hiçbir şey boşa gitmemiştir. Derslerinizi büyük bir ilgiyle ve istekle öğrenin, böylece eski bavullarınızı yeni ve heyecan verici çağa taşımamış olursunuz.Her birinizin yaşam planı belli başlı deneyimleri içerir ve her deneyim yeni bir anlayış düzeyi yaratmak için tasarlanmıştır. Bir dersi kısa kesmeyi seçtiğiniz her seferinde, o ders, daha sonra üstünde çalışasınız diye yeni realiteye ertelenir. Deneyimleme ihtimallerini asla geri çevirmeyin.

Her şeyin geçmişte hayalini kurduğunuz bir yere taşınmış olduğu yeni bir enerjide uyandığınızı düşünün. Çevrenize baktığınızda ve hayatın potansiyellerini incelediğinizde, hayat göz alıcı güzelliktedir. Ve sonra, yeni bedeninizi ve onun yeni enerjideki yetilerini anlamaya başlarsınız. Her nasılsa, tamamlanmamış öğrenim durumuna uygun olarak, Yüksek Benliğiniz, daha önce kaçtığınız belli başlı deneyimleri tekrarlamak zorunda olduğunuz bir plan yapar. Tüm varlığınızla yeni enerjiyi deneyimlemek / yaşamak isterken, bütün dersler tam öğrenilmeden bir adım dahi ileri gidemeyeceksiniz.

Bu yüzden hiç bir ihtimali göz ardı etmeyin. Yüksek Benliğinizin sizin için yarattığı her şeyi büyük bir arzuyla tamamen öğrendiğinizden emin olun, çünkü bu sizin yeni bin-yıla girişinize izin verecek.

Bu sadece başlangıç. Bu kısa süre zarfınca toplam deneyimi yargılamayın, ve en önemlisi PANİKLEMEYİN!

İkiside Tahminler doğrultusunda 21.12.2012 tarihlerinde gerçekleşecek.

https://insanveevren.files.wordpress.com/2011/10/evren-ve-insan-gif24.gif?w=600

  1. barış
    26 Ekim 2011, 11:55

    Merhaba,

    Bu konuyu paylaştığınız için tşk ederim. Aynı yazıyı farklı yerlerde okudum ama merak ettiğim konu bu kadar olacakları kim nerden bilgi aldı bir kaynak varmı kimlerden ogrenildi asıl merak ettiğim konu bunlar bunlara cevap verebilirsin cok sevinirim.

    • Gazi
      19 Haziran 2012, 15:42

      cinlerden öğrenip nette atıp tutup yayıyorlar bence…

      • ta2vw
        22 Haziran 2012, 17:27

        cinler gaybı bilemez gayb Allah katındadır

  2. 14 Aralık 2011, 08:40

    tabikide bütün kaynak dünya kardeşlik birliğinin uydurmaları:D

  3. 28 Aralık 2011, 04:27

    Arkadaşlar hiç fark edemediğimizi sandıkları bir işlemi yapıyorlar bizler üzerinden. nasıl mi?
    şimdi biz bu sitede bu sayfayı tıkladığımızda balık olarak yeme vurmuş oluyoruz, yeme vurunca yukarda birilerinin önündeki mantar şamandıramız oynuyooor. bu sırada şamandıranın hareketini gören avcı amca bizi izlemeye alıyooor. nerden mi ??:)) düşüncelerimizin den canım nerden alacak ya nasıl mı dediğinizi duydum 🙂 tabiki ultra endişe ile karşılaşan algılarımızın yer kürede yaydığı enerji halkalarından hahahhah başlarınıza sarık sarın arkadaşlaaar naylon olmasıni ipek olmasın, pamuklu olsuuuuun. benden söylemesii. yada interneti hiç kullaanmayııınç.

  4. erkan yeşilkan
    18 Ocak 2012, 14:48

    Tamamen abartıdan ibaret, hiç böyle bir şey olacağını sanmıyorum.

  5. Kamil
    27 Mart 2012, 04:54

    Nasil bir hayal dunyasidir bu boyle ? Neyin kafasini yasiyo bu insanlar ve binlerce kisi sozum ona kulturlu, universite mezunu, ileri goruslu insanlar ayni hayali kurmaya devam ediyo.

    onlarca formulle 2 kere 2 esittir 4 sonucuna bir bilim adami huvviyetine sahip birinin cikip 25 bilinmeyenli denklem ile sonucun 5 olma ihtimali var demesinin ardindan nedense milyonlar ayaga kalkiyo. Evet ben demistim yada yaaaa gordunmu senelerce gercegi gizlemisler yada herseyin mumkun olabilecegini birkez daha ogrendim gibi safsatalarla ayni sarhoslugu yasamasi ne kadar ilginc. Onlarca ispat varken bir varsayima koru korune inanmak cok sacma. Maalesef inancsizlikta pu paralellikte ilerlemekte,..

  6. balikim
    05 Mayıs 2012, 23:50

    insan inanmak istedigine inanir ,üniversiteleri olmak veya bir cok okul bitirmek insani bilgili yapmaz ,insanlarda koyun zihniyeti vardir yani bazilarinda birisi önünden gidince arkasina takilir,arada akilli insan cok az vardir bu sebebden bir ülkeyi birkac insan yönetir oysa ülkede bazen bir milyardan fazla kisi vardir örnek cin cumhuriyeti:))

  7. Gazi
    19 Haziran 2012, 15:40

    Bu kadar da uçulmaz ki..Bu ufocular 2000 yılında da milenyum falan altın çağ diye atıp tutuyorlardı. Şimdide bu hikayeyi yazmışlar. Ama emek sarfetmişler roman niyetine okudum emeğe saygı…:))

  8. selluka
    31 Temmuz 2012, 22:35

    Düne kadar foton kuşağıda kuşağı diyip durdular 2012 ye girdik hepsi hikaye oldu neydi o ya nereye kayboldu fotoncular merakta kaldık :)))

  9. goksel
    04 Ağustos 2012, 16:18

    “foton ışınıyla çalışan gemilerin uzayda yolculuk yapmaya başlaması”
    Gemiler hazır yani sadece çalışmıyorlar şimdilik öyle mi?

  10. garibim
    06 Ekim 2012, 13:29

    Ben bu konularda o kadar çok yazı okudumki artık bunalttı. neymiş efendim foton kuşağıymış, yok ufolarmış. Bana bir tane örnek verebilecek biri varmı gerçekte bunların olduğuyla alakalı. Mitolojik efsanelerden bahsediliyor örnek olarak. Fakat bu mitolojik efsaneleri yazanlarda insanlar. Konunun bu şekilde olduğuyla alakalı hiçbir bilgi bulgu varmı. Efsanelerde anlatılanlardan yola çıkarak bu şekilde uydurmalar yapılamaz. Hiçbir bilimsel dayanağı olmayan konulardır efsaneler. Hangi dini kitapta yazıyor böyle bişey. Diyeceksinizki sanki herşey yazıyrmu kitaplarda. Evet yazıyor okumasını bilirsen herşey yazıyor. En bariz örnek şudur “İblis dedi ki: Öyle ise beni azdırmana karşılık, and içerim ki, ben de onları saptırmak için senin doğru yolunun üstüne oturacağım” Araf Suresi 16. Ayet.

  11. 24 Ekim 2012, 21:30

    insanlık dünyanın sonunumu hazırlıyor arkadaşlar ne düşünüyorsunuz dünyamız yoksa sinyalmi veriyor

  12. Zamanın Ötesi
    07 Kasım 2012, 01:22

    Bazı bilgileri herkes kaldıramaz. O nedenle adı gizli bilgi zaten. Bütün dinlerde var, hatta bizim bile havvasi ilmimiz var herkes bilmez. Çünkü bazı bilgiler gerçekten güçlüdür. O nedenle yukarıda yorum yazanlar için ayrıca çaba sarfetmeyin, herkes kendi bilinç seviyesinde algılar hayatı. Bilgilerin gücü kaldırılamadığı zaman herkes birşey olacak olmayacak üzerinden gider. Saf bilgiye bakmaz, onu kendi bilinci için yargılamadan kullanmaz. O nedenle boşverin. Hayatınıza bakın. Para kazanın, para harcayın. Zaten herkesin hakettiği bilgiler değil bunlar, aslında hep gizli kalmalıydı.

  13. serko
    14 Kasım 2012, 21:31

    satırlar dolusu süperr uydurmasyon 🙂 yorulmamışlarda yazmışlar bu kadar..

  14. mm
    20 Kasım 2012, 15:30

    Zecharia Sitchin çalışmalarını incelemenizi tavsiye ederim. İnsanlar inanmak zorunda değildir hiçbir şeye. Sonuçta size o zaman allahı kanıtla var mıdır dediğinde siz nasıl bu varlıkları allah yaratmıştır yoktan varolamazlar gibi cevaplar verebiliyorsanız, (bu kadar derin bilgiler dışında) bilim adamları da size dünyanın değişmekte olduğunu, öyle ya da böyle bir değişim geçireceğimizi önünüze birçok veri koyarak size kanıtlayabilirler. Anlamıyorum doğrusu insanları, peygamber efendimizin mucizelerine görmedikleri halde inanıyorlar da başka olabilicek hatta bir kısmının da bilim tarafından açıklanabilecek olmasına rağmen insanlar ileride olabilecek şeylere inanmıyor. İnanılmasa da açık fikirli olunması lazım. Hayatınızı ve beyninizi ille kabaca ve yanlış yorumlayacağınız din esaslarına göre düzenlemek istiyorsanız, kuran’da cep telefonu da yoktur, cep telefonlarınızı hemen çöpe atınız.
    siz akıllı olunuz, hemen reddetmeyiniz, araştırınız, öğreniniz. okuyunuz.

    • dkdşfkşkşl
      11 Aralık 2012, 13:05

      gaybı bilen Allahtır, biz ancak Allah’ın bildirdiğine ( kur’an)’a ve sahih hadislere inanırız, bilim adamlarının araştırmalarına değil. ayrıca peygamberimizin mucizelerini görmeden inanacaz tabiki de biz müslümanız, islamın gereği buna inanmak. bundan doğal ne olabilr ki..anlayamadım…..kurtuluş ancak iman iledir, din esaslarına uyarak hayatımızı düzenlersek ancak o zaman kurtuluş yolu vardır….. onun bunun dediğine inanmakla hiç bir şey olmaz bence. o dilerse faton kuşağına girecez o gün, dilemezse girmicez. ayrıca bu faton olayı kanıtlanmamış, tam delil yok yani. kardeşim, görüşlerine, düşüncelerine saygı duyuyorum, sadece kendi düşüncemi söyledim.tabiki herkes aynı görüşte olmayabilir.saygılarımla,

    • dkdşfkşkşl
      11 Aralık 2012, 13:16

      ilk sözümü yanlış anlama kardeşim bilim bir araştırmadır yanılabilir, sonuçta bir tahmindir. o yüzden bilim adamlarının sözüne inanmayız dedim. bilim yanlabilir ama islam ilmihali asla yanılmaz kısacası Allah bilir o gün ne olacağını. Allah korusn hepimizi, inşallah kötü bir şey olmaz, bir yanılgıdan ibarettir…

  15. turan
    25 Kasım 2012, 16:15

    21 Aralık ve takip eden günlerde kayda değer hiç bir şey olmadığında, bu yazıya nasıl bir yorum düşülecektir acaba.. Pardon yılları şaşırmışsız. 2012 değil, 2017de olacak vs. Epey bi hayal kırıklığı yaşanacak gibi. Şimdiden merak ediyorum : )

  16. 02 Aralık 2012, 20:44

    paylaşımınız için çok teşekkür ederim bazı arkadaşlar inanmakta serbestir ama yorumlarınızı yazarken birazdaha ince düşünmeye davet ediyorum 21 aralıgı sabırla bekliyorum bu düzenin deişmesi için hergün allaha dua ediyorum inş içimiz işikla dolar savş olmaz insanlar ölmez insan gibi yaşarız gözümüzün gördüyü herşey insanlar için yaratılmıştır ama ne yazzıkki insanlarımız kör göremiyorlar gözleri var görmüyorlar kulakları var duymuyorlar çok üzülüyorum kafanı kaldırda bir bak gökyüzüne……

  17. cengiz
    04 Aralık 2012, 20:42

    ben inanıyorum yeni dünya daha güzel olacak fikirler gelişecek özverili ,bilinçli ve daha düzenli sistem olacak merhaba 21.12ç.2012

  18. 05 Aralık 2012, 23:57

    🙂 ilginç.. foton kuşağına girebilirz birkaç doğa olayıda oluşabilir varsayımları üzerinde bilimsel bir tartışma.. yalnız o esnada bizlerde oluşacak hal durumu bu kadar ince ayrıntılarıylan anlatılması.. olası bilimsel çalışmalara olan inancımızıda zedeliyor..yok efendim adımımızı attığımızda hoplayacakmışız..bitkisel yaşama geçecekmişiz.. bu geçiş dönemi hangi varsayımlarla anlatıyorlarki..
    bu anlatılanlar.. kıyamet in güllük gülistanlık versiyonu…saygılar..

  19. Goks
    10 Aralık 2012, 11:12

    şimdiden neden bazı gezegenler girmedi bu kuşağa. sadece dünya girecekmiş gibi davranılıyor. şuan karanlık yaşayan hangi gezegen var mesela güneş sisteminde. Tüm gezegenler aynı anda girecek gibi bir durum ihtimal dışıdır mantıken.

  20. Cumhur
    21 Aralık 2012, 10:13

    Bu türde galaktik boyuttaki hareketler öyle bir kaç günde gerçekleşmez. Yıldızlar da öyle bir kaç günde ard arda dizilmezler. Yıldızların ve galaksinin hareketleri bizim zamanımıza göre çok yavaştır. Sisirus, Orion (ki orion tek bir yıldız değil takım yıldızlardır), falan dizilecek gibi iddialar çok saçma ve komiktir. bizden 400 ışık yılı uzaklıkta tesbit edilmiş deniyor. Hangi hızla geldi de bu fotonlar ışık hızı ile 400 yılda alınacak mesafeyi bir kaç yılda alıverdiler.

    Yukarıdaki o samanyolu galaksisinin üstündeki foton kuşağı çiziminde foton kuşağının 11 000 yılda bir güneş sisteminden geçtiği gösteriliyor. İçinde bulunduğumuz Samanyolu galaksisinin çapı yaklaşık 100 000 ışık yılıdır. Galaksinin çevresi de yaklaşık 300 000 ışık yılıdır. Bu kuşak galaksi düzlemine dik olarak dönüyorsa ışık hızı ile ilerlese bile galaksi çevresini dönerek yine foton kuşağına girmemiz 150 000 yılı bulacak. En son Atlantis zamanında girilmiş falan da.. 🙂

    Ayrıca bu foton kuşağı dün tesbit edilemiyor da ertesi gün mü içine gireceğiz. Bu türde bedensel değişiklikler, ışık varlıkları falan gibi zırvalara inanmayın. Bunlar bu aralar dünyada var olan alternatif dinlerin uydurdukları zırvalardır. Bunları da dünyanın her yerine yaymaya çalışıyorlar. Güya bilimsel gibi ifadeler ile foton moton gibi fizik ifadelerini kullanarak yapıyorlar. Foton dediğin ışıktır, eğer bir ışık kuşağı varsa ve buna bir kaç günlüğüne gireceksek, yaşayacağımız şey ya yüksek radyasyondan tüm dünya yanacaktır. Ya da bir kaç gün pırıl pırıl bir gökyüzü göreceğiz. Ki bu olsa idi aylar önce teleskoplar ile gözlemlenmeye başlardı. Bir ara da kuvantum bilinç falan geyikleri vardı, hala devam ediyor ama 🙂 Kuvantum fizikçileri ağızları ile gülmüyorlardır muhtemelen.

    Kısacası böyle zırvalara inananlara tavsiyem, biraz fizik, astronomi karıştırın bunların ne büyüklükte saçmalıklar olduğunu hemen ilk günde göreceksiniz. Burçlar murçlar falan gibi Astroloji zırvalığı da bu arada açığa kavuşur kendiliğinden zaten.

  21. Ggoks
    26 Aralık 2012, 10:07

    Foton kuşağına girileceğini ısrarla söyleyen sözde kanal mesajları şimdi de kuşağa girdik ama sadece frekansı yüksek olanlar hissedecek türü açıklamalarla geçiştiriyorlar. yani girdik biz sen eğer girmediysen sorun sendedir gibi bir kurnazlık üretilmiş vaziyette. kuşak muşak yok yani anliycanız.

  22. rtyrtkjh
    31 Aralık 2012, 23:25

    anlatılanlar son yüzyıldaki geli,şmelere bakılırsa doğrugibi görünüyor

  23. Selim
    01 Ocak 2013, 13:33

    Ohhh… kemiklerim fotonlandi. Evrim gecirdim, artik piyango sayisal felan butun numaralari bilebiliyorum.3 vakitlik karanliktan sonra oldu hersey. Wtf ? Kim uyduruyor bunlari yaaa. Artik hicbir seye inanmasam mı acaba ? Redlights filmini izleyin.

  24. 10 Haziran 2014, 12:10

    2012 yi geceli cook oldu ama hic bole birsey yasanmadi sadece uydurmasyon boyle seyler insanlari kandiriyorlar 😦

  25. volkan
    20 Ekim 2014, 23:20

    milletin kafasini karistirmak inanc duzeyini saptirmak uzerine kurulmus gevur tuzagi bunlar foton kusagiymis bir teori pesine dusuyorlar sonuc alamayincada sallayip duruyorlar hani rahat batiyo derlerya o misal yakinda net ve net görecekler foton kusagimi ates kizilimi fayda etmeyecek bu arastirmalari

  1. No trackbacks yet.

habilibilibili için bir cevap yazın Cevabı iptal et